"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kamuoyunun aydınlanması ve Yeni Asya-3

Cevher İLHAN
30 Aralık 2015, Çarşamba
​Ortalığı karıştıran ve gerçekleri çarpıtan, toplumun sosyal dengesini ve âhengini bozup milleti istikametten ayırarak zihnî kargaşa ve müşevveşiyetle inhiraf uçurumuna iten, karışık ve karıştırıcı yayınlara karşı, “matbuat lisânı”yla konuşmanın ehemmiyetini belirten Bediüzzaman, hayatında bunun örneklerini ortaya koyar.

Osmanlı devri gazetelerinde içtimaî ve fikrî tartışmalara dair konuları büyük bir vukufiyetle kaleme alır. Gazetelere istikamet, doğrularda sebat ve yanlışlara karşı teyakkuz dersini verir. 

Bediüzzaman’ın, “sekiz senedir sigara ile beraber gazeteleri ve siyaseti bırakması” demokrasinin ve hürriyetin olmadığı jakoben rejimin zâlimâne baskısını dayattığı tek parti dönemindedir. 

Yeni dönemde ise mesela, “Tarihçe-i Hayat” kitabının “hâriç memleketler” bölümünde yayınlanan gazete ve dergilerdeki makale ve tesbitleri, “Risâle-i Nur’un dünya çapında muazzam bir boşluğu doldurmakta olduğunun emâre ve delilleri, bütün beşeriyetin Kur’ân’a ve dolayısıyla asrımızda onun mânevî i’câzını (mucizeliğini) ispat ve beyân eden Risâle-i Nur’a muhtaç oluşunun nişânesi” olarak neşreder. (Tarihçe-i Hayat 613-5) 

Basın üzerinden İslâma ve Müslümanlara karşı yapılan saldırı ve isnadlara yine matbûat/basın yoluyla mukabele eder. Kamuoyunun ve devletin doğru bilgilendirmenin gereğini ortaya koyar.

Kamuoyunu yanıltan maksatlı ve yanıltıcı yayınlara düzeltmeler yazar. “Bazı gazetelerde çıkan yalanlar hakkındaki bir tekzibi berâ-i mâlûmât gönderiyoruz” başlığıyla basın mârifetiyle yapılan tahribata ve tezvirata yine basın aracılığıyla cevap verme gereğini ortaya koyar.

“Bâzı muhalif gazetelerin Risâle-i Nur Talebelerine tekrar ‘tarikat kurmuşlar’ ithamına karşı, “muhâlif gazetelerin zâhir yalanları”na cevap verir.  (Emirdağ Lâhikası, 433-435) 

Mesela, “Doğu Üniversitesi hakkında tahrifçi bir gazeteye cevaptır” başlığı altında “Nur talebeleri” imzasıyla verdiği cevabın lâhikaya dercedilmesi, bunun bir örneğidir. (Emirdağ Lâhikası, 404-5)   

YENİ ASYA(YA SAHİP ÇIKMAK

Hayatının her safhasında hakkıyla yaptığı ve Nur Risaleleriyle yerine getirdiği “milleti iman ve Kur’ân hakikatleriyle tenvir (aydınlatma)” hizmetinin yanı sıra, sosyal hayata ve siyasete dair değerlendirme ve istikametin gazetelerde neşrine de büyük önem verir.

Bu, risalelerdeki imanî ve içtimaî mesâjının insanlığa iletilmesi için “matbuat ile tezâhüre başlaması ve ders vermesi”nin getirdiği bir zarûrettir. Kamuoyu ve kamu yönetimini yanlışlara karşı ikazdır. Rüzgâr gülü gibi günü birlik heveslerle yön değiştirip sağa sola savrulmalara karşı esaslı ölçülerle fikirlere yol gösterilerek kamuoyunun aydınlatılmasıdır.

El hak; tâvizsiz, istikametli, istikrarlı yayın hayatıyla Yeni Asya, iman ve irfan külliyatı Nur Risalelerinden aldığı ders ve istikametle, “İslâm ahlâkını sarsan,” “efkâr-ı umumîyeyi perişan eden” ve içtimâiyatı teşviş edip siyaseti saptıran tezvirâta karşı içtimâiyatta “bedraka-i efkâr” olup fikirlerin delili, kılavuzu, rehberi ve yol göstericiliği hizmetini bihakkın yerine getirmiştir. “Mürebbiyyül’l efkâr” olarak “efkâr-ı ammenin (kamuoyunun) mürebbisi” olmuştur. (Eski Said Dönemi Eserleri, 187-188)

Bunun içindir ki, Yeni Asya’ya sahip çıkmak, hakka, hukuka, hakikate, içtimâî istikamete, hizmete ve dâvâya sahip çıkmaktır…

Okunma Sayısı: 2080
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı