Daha “darbe girişimi”nden bir ay sonra en son Başbakan’ın en son 17 Ağustos’taki açıklamasıyla, ilk etapta çıkarılan Kanun Hükmündeki Kararnâmelerle (KHK) “FETÖ’yle iltisak, irtibat” üzerinden 40 bin 29 kişinin gözaltına alınması, 20 bin 355 kişinin tutuklanması ve 5 bin 14 kişinin de kamudan ihracıyla 79.900 vatandaşın görevden el çektirildiği belirtilmişti.
Keza, 35 hastane, 1061 okul ve eğitim kurumu, 873 yurt ve 1125 derneğin kapatılıp bütün mal varlıklarına devletçe el konulduğu duyurulmuştu.
Bu arada, Cumhurbaşkanı’ndan iş adamlarına peşpeşe “tanıdıkları, görüştükleri arkadaşlarını ihbar etmeleri” ve “vatandaşlara bu ‘yapı’yla irtibatlı komşularını savcılıklara ve Emniyete bildirmeleri” salık verilirken, muhalefetin uyarılarıyla iktidar cânibinden özellikle “ihbarcılığa” karşı dikkatli olunacağı ve gittikçe yaygınlaşan “jurnalcilciğe” fırsat verilmeyeceği teminatı verilmişti.
Başta Başbakan olmak üzere iktidar partisi sözcüleri, kamuoyundan gelen şikâyetlere dikkat edileceği; kurunun yanında yaşın da yanmamasına azâmî itina gösterileceği taahhüd edilmişti…
KAMUDA İHRAÇ 50 BİNİ AŞTI!
Ne var ki, önceki gün gece yarısı Resmî Gazete’de yayınlanıp yürürlüğe giren üç yeni KHK ile kamuda dev ihraç dalgası, vahameti bir defa daha ortaya çıkardı. Yarısından fazlası Millî Eğitim Bakanlığı’ndan olmak üzere toplamda 40 binin üzerinde kamu personeli görevlerinden ihraç edildi. Buna göre, Olağan Üstü Hal kapsamında işleriden uzaklaştırılanların sayısı 100 bini bulurken, kamudan ihraç edilenlerin sayısı 50 bini geçti.
Onbinlerce kişilik isimler halinde Resmî Gazete’de yayınlanan “ihraç listeleri”nde, başlıca Başbakanlık Merkez Teşkilâtından 302, “Türkiye Büyük Millet Meclisinden 41, Sayıştay Başkanlığından 84, Danıştay Başkanlığından 83, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığından 62, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumundan 116, TRT’den 312, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığından 605, Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğünden 130, Çevre ve Şehircilik Bakanlığından 90, Tapu ve Kadastro’dan 120, Dışişleri Bakanlığından 215, Türkiye Elektrik İletim AŞ’den 159 görevlisi mesleğinden ihraç edilmiş.
Keza Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğünden 113, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile bağlı kuruluşlardan 733, Gümrük ve Ticaret Bakanlığından 149, İçişleri Bakanlığından 369, Türkiye İstatistik Kurumundan 118, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile bağlı kuruluşlardan 175, Maliye Bakanlığından 829, Gelir İdaresi Başkanlığından 813, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığından 72, Devlet Demiryolları’ndan 167, Devlet Hava Meydanları İşletmesi’nden 124, Karayolları’ndan 138 çalışanı işinden atılmış…
“HUKUKÎ ÇERÇEVEDE” Mİ?
Dahası, yeni KHK’larla bununla kalınmamış; ihraç edilen kamu görevlileri görev yaptıkları teşkilâtlara yeniden kabul edilmeyecekler; dahası bir daha kamuda istihdam edilmeyecek ve doğrudan ya da dolaylı görevlendirilmeyecekler.
Ayrıca, silâh ruhsatları ve pilot lisansları ile iptal edilecek, oturdukları kamu konutlarını ya da lojmanları 15 gün içinde tahliye edecekler. Özel güvenlik şirketi kurucusu ortağı ya da çalışanı olamayacaklar.
Peki bu kadar kısa zaman içinde bu kadar kamu görevlisinin soruşturması nasıl yapıldı? Ankara’ya darbe girişimine karşı desteğe gelen ve takdirle geçmiş olsun dileklerini ileten Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz Başbakan Yıldırım’la düzenlediği ortak basın toplantısında sorduğu gibi, “Darbenin üzerinden henüz 48 saat bile geçmeden binlerce insan darbeci olmaktan dolayı tutuklandı. Bu kadar kısa sürede bu kadar çok sayıda insanın darbeci olduğunun nasıl anlaşıldığını çözemiyoruz” sorusuna, üzerinden 50 güne yakın süre geçtiği halde hâlâ menhus kanlı kalkışmanın bilfiil dayatan darbeciler bile ortaya çıkmazken Başbakan’ın, “Darbe olduğu zaman bu darbeye karışanları dökümanları elimize geçti. Sorgulamalarda diğer ilgili olanlar var. Çorap söküğü gibi bilfiil bu darbeye kimler katılmış ortaya çıktı” cevabı ne kadar ikna edici.
Gerçekten, OHAL soruşturmaları ve KHK’leri, Başbakan’ın “Türkiye’de hukuk her şeyin üzerindendir, yargılamalar hukukî çerçevede” şeklinde mi devam ediyor?