İki ülkenin resmî mercilerinin tesciliyle Türkiye’nin İsrail’le enerjiden turizme, ekonomik ticarî ilişkilere, silâh alımı ihâlelerine, savunma sanayi anlaşmalarına yenileri ekleniyor.
Rusya ile krizin ardından Cumhurbaşkanı’nın “Bölgedeki son gelişmeler ışığında İsrail’le Türkiye ilişkileri normalleşmeli” çağrısı ve “İsrail’in maktullerin âilelerine tazminat ödemesi” ve “Gazze Şeridi’ndeki ablukaya son verilmesi” şartlarıyla işbirliğini arttırma müzâkereleri ivme kazandı.
Öncelikle İsrail gazetesi Haaretz’in ve Kanal 10’un İsrailli yetkililere dayandırdığı haberlere göre, Zürih’te İsrail Başbakanı Netanyahu’nun Türkiye ile temasta bulunan elçisi Joseph Ciechonover ve İsrail istihbarat servisi MOSSAD’ın başına geçecek Ulusal Güvenlik Danışmanı Yossi Cohen’in, Türkiye Dışişleri müsteşarı Sinirlioğlu ile yaptığı görüşmede anlaşmaya varıldığı bildiriliyor.
Buna göre, İsrail, 20 milyon dolar tazminat ödeyecek. Karşılığında 31 Mayıs 2010’da Akdeniz’de 130-150 kilometre açıkta uluslararası sularda Gazze’ye insanî yardım götüren Mavi Marmara gemisini baskınla rehin alıp Hayfa limanına çeken, dokuz vatandaşı katlederek aktivistlerden bir kısmını yaralayan, günlerce yolculara fizikî-psikolojik işkence yapan İsrailli subay, asker ve sorumlulara mağdurların açtığı bütün dâvâlar kapatılacak.
“İSRAİL’LE ANLAŞMA SENARYOSU”
Evvelâ iki ülkenin karşılıklı büyükelçi atamasıyla diplomatik ilişkiler yeniden en üst seviyeye çıkarılacak. Akabinde Türkiye, Hamas’a karşı daha katı bir tutum dayatacak, İstanbul’daki aktivitelerini sınırlandıracak. Filistinlilerin İsrail işgaline karşı faaliyetlerine izin vermeyecek.
Ayrıca Ankara, İsrail’in Türkiye ve KKTC’yi dışlayarak Doğu Akdeniz’de Ada açıklarında Rum yönetimiyle başlattığı doğalgaz aramalarında İsrail’le işbirliği yapacak. Topraklarında döşenecek boru hattı ile İsrail gazının Avrupa’ya taşınıp ihracına/satılmasına aracılık edecek.
Gerçi Meclis’te muhalefetin “AKP hükûmeti ile İsrail arasında yeni ikili anlaşma senaryosu” iddialarına, iktidar cânibi “İsrail menşeli” deyip “henüz bir anlaşma yok” tepkisini veriyor. Baştan beri “Mavi Marmara”yı bolca istimal eden iktidar mahfilleri ve cayır cayır Mavi Marmara tahriki yapan iktidar medyası şaşkınlık ve tutukluk içinde; “İsrail’le nihaî mutabakata varılmadığını ileri sürerek geçiştiriyor.
Ne var ki, Ankara’daki diplomatik kaynaklar, resmî devlet ajansı AA’ya, görüşmeleri en kısa zamanda sonuçlandırma çalışmalarının devam ettiğini teyid ediyorlar. Dışişleri Bakanı, “Henüz somut bir adım atılmış değil, ama tabiî ki görüşmeler olacak ve devam etmesi gerekir” ifâdesiyle Türkiye ile İsrail müzâkerelerinin yürütüldüğünü resmen ikrar ediyor.
Zira İsrail basınının yanısıra, BBC’den Associated Press’e, Fransız AFP ajansı’a kadar birçok uluslar arası ajans günlerdir İsviçre’deki “pazarlıkları” açıkça bildiriyor…
“GAZZE ABLUKASI”NIN AKIBETİ
Garip olan, 37 ülke vatandaşının bulunduğu Türk bayraklı sivil gemiye baskınla insanlarımızı katleden İsrailli asker ve yetkililer hakkındaki dâvâların “20 milyon” mukabilinde geri çekilmesinin de bir “oyun” ve aldatma olması.
İHH Başkanı’nın tesbitiyle, söz konusu basit “tazminat” taktiği İsrail’in tezviratı. Zira “Cezalandırıcı tazminat değil, fona aktarılacak tazminat.’ Eğer cezalandırıcı, metinleştirilmiş bir tazminat olsa emsal teşkil edecek. Tazminatın veriliş şekli ve miktarı da hiç doğru değil. Uluslar arası hukukta bu tazminatın miktarı bugüne kadarki emsalleriyle en az bir milyar dolardır.”
Bunun içindir ki, Mavi Marmara mağdurları da “fon yolu”yla dağıtılacak paranın bir “siyonist hile” olduğunu ve bu komik rakamı kabul etmeyeceklerini söylüyorlar.
Ancak en garibi, “anlaşma”nın en başta gelen maddesi olan Gazze ambargosunun akıbetinin belli olmaması. Yeni Enerji Bakanı’nın “Cumhurbaşkanımızın ileri sürdüğü şartlar gerçekleşmeden İsrail’le ilişkilerin ilerlemesi beklenmemeli” kaydına rağmen, “üç şart”ın başında gelen ve Erdoğan’ın “one minute” gibi her fırsatta dile getirdiği, gıdadan suya, ilâçtan en hayati maddelere kadar geniş kapsamlı amansız Gazze ambargosunun kaldırılmasına dair tek kelime edilmemesi.
Dahası, çeşitli spekülasyonlarla çarpıtmalar ve karartmalar yapılması. Perde altında kotarılan İsrail’le “yeni işbirliği”nin oldu bittiye getirilmek istenmesi…
Yazık değil mi?