Türkiye’nin gerçek gündemini devre dışı bıraktıran başdöndürücü sun’î gündemin hayhuyunda İsrail’le ticaretin ilerletilmesi vakıası, Dışişleri Bakanı’nın, Almanya’daki güvenlik toplantısına İsrail temsilcinin katılmasına tepki ile katılmaması benzeri çıkışlarla gürültüye getiriliyor.
Gerçek şu ki, İsrail’le ilişkiler, Gümrük ve Ticaret Bakanı’nın Türkiye’nin İsrail’le ticaret hacminin son 11 yılda 5 kat artması ve İsrail İstanbul Başkonsolosunun, “Türkiye - İsrail arasında büyüyen ticaret hacmi iki senede yüzde 25’ten fazla artış gösterdi” açıklamalarıyla kalmıyor.
Hatırlanacağı üzere, “one minute” çıkışı ve Mavi Marmara saldırısından sonra İsrail’den ithalatın yüzde 40 yükseldiği, iki ülke ticaretinin son beş yılın en yüksek oranına ulaştığı açıklanmıştı.
Devlet ajansı AA’nın İsrail Sanayi, Ticaret ve Çalışma Bakanlığı ile Ankara’daki Ticaret Ataşeliği’nden derlediği bilgilerle, başta kimyevî maddelerle tarım ve rafine petrol ürünleri olmak üzere, karşılıklı ticaretin yüzde 30’u aştığı duyurulmuş; akabinde T.C. Ekonomi Bakanlığı’nın Meclis Başkanlığı’na 9.7.12 tarihli cevabında İsrail’le ekonomik-ticarî ilişkilerin artışı resmen tescil edilmişti.
Yine AA’nca, İsrail’le askerî ticaret ile hizmet kalemlerine ilâveten, mal ve eşyadan oluşan toplam dış ticaret hacminin bir önceki yılın aynı dönemine oranla 27,6 artış gösterdiği haberleştirilmişti.
Kısacası, Başbakan miting meydanlarında İsrail’i topa tutarken, Türkiye ile İsrail arasında ekonomik işbirliğinin derinleştirildiği, iki devletin resmî kurumlarının belgeleriyle belgelenmişti.
İSRAİL’LE REKOR PETROL TİCARETİ
Bundandır ki, Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Has Parti eski Genel Başkanı iken, Ankara’nın İsrail politikalarını sert bir dille eleştirerek, Türkiye’nin Mayıs 2010’de Paris’te İsrail’e OECD vetosunun kaldırılmasıyla “AKP hükümetinin İsrail’e en büyük bir diplomatik zafer sunduğu”ndan yakınmış, “İsrail’le ne ara bu kadar çok askerî ve ticarî anlaşma imzaladınız?” diye sormuştu. Son dönemde ise Ankara’nın Bağdat’ı bypass'la Kuzey Irak’tan getirilen petrolü Türkiye üzerinden İsrail’e akıtılmasına aracılık ettiği, dönemin Başbakanının armatör oğlunun gemisinin İsrail’in en büyük limanı Ashdod’a demir atıp İsrail’e petrol taşıdığı, İsrail’in Yedioth Ahoronot gazetesinin marinatraffic.com adlı denizcilik sitesindeki seyir bilgileriyle ve Enerji Bakanı’nın 93 milyon dolarlık petrol parasının Halk Bankası’na yatırıldığı ifâdeleriyle ortaya çıktı.
Bu arada Şubat ayı başında Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) yayınladığı Kasım 2014 Petrol Sektör Raporu’yla, Erdoğan’ın bu kez Cumhurbaşkanı olarak İsrail’e yönelik sert söylemlerinin aksine, Türkiye-İsrail petrol ticaretinin hızlı bir artışla rekor kırdığı tesbit edildi.
EPDK’ye göre, toplam ticaretin yanı sıra İsrail’den 2014 Ekim’inde 179 bin 691 ton olan petrol ithalatı Kasım’da 255 bin 504 tona yükseldi. İsrail, Türkiye petrol ithalatında aylık yüzde 42 artışla petrol ithalatında patlamayla yüzde 9.02 pay ile petrol zengini Suudi Arabistan’ı bile geride bıraktı.
Keza Gümrük ve Ticaret Bakanlığı verileriyle, Ekim’de İsrail’e 211,6 milyon dolar olan ihracat Kasım’da 214,8 milyon dolara, ithalat daha hızlı artışla 194,8 milyondan 244,3 milyon dolara çıktı...
RESMÎ BELGELERİN TESCİLİYLE
Bu vetirede, İsrail’in Ankara Büyükelçiliği’nin yayınıyla, Türkiye, İsrail ile dış ticarette fazla verdi. Türkiye’nin, İsrail’e gerçekleştirdiği ihracat, geçen yılın ilk yarısında önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 29,6 oranında artış göstererek, 781,9 milyon dolar gerçekleşti. İsrail’den yapılan ithalat ise yılın ilk altı ayında, yüzde 24,7 oranında artarak 512,3 milyon dolara vardı.
İsrail’le ticarette rekor üstüne rekor kırılırken, en son Bakanlar Kurulu kararıyla İsrail’in de ithalata ek vergiden muaf tutulduğu, İsrail’e yüzde 25 vergi kıyağı sağlandığı, Ekonomi Bakanı’nın açıklamalarıyla teyid edildi. (Millî Gazete, 6-7, 2.15)
Özetle, İsrail’in Gazze ablukası ve katliâmları sürerken, 47 sene sonra ilk defa İsrail askerleri kirli postallarıyla Mescid-i Aksa saldırıları sürecinde, Ankara’nın Telaviv’le kapalı kapılar arkasında birçok sektörün yanı sıra özellikle gaz ve petrol pazarlıklarıyla enerji alanında işbirliği ve ticaret ilerlemiş. Ayrıca Türkiye’de ekilip tüketilen domatesin yarıya yakınının tohumu İsrail’den ithal edilmiş, Türkiye’nin hibrit sebze tohumu ithalatında İsrail birinci sırayı almış.
Neticede, Millî Savunma eski Bakanı’nın ikrarıyla İsrail’le 60’ı aşan anlaşmaları iptal ve askıya almaya yanaşmayan hükûmet sözcüsünün hafife aldığı gibi, İsrail’le ticaretin “bir miktar”la kalmadığı, her türlü ekonomik ilişkilerin geliştirilmesiyle kat kat arttığı karşılıklı resmî belgelerle tescil ediliyor.
Ve bu resmî tesciller, Ankara’dakilerin İsrail’e rest çekip meydan okumalarını, “one minute” ve “İsrail’e ambargo” lâflarını havada bırakıyor; samimiyetsizliği bir defa daha açığa çıkarıyor…