İsrail’le “kirli gizli ticaret”in tam gaz orta çıktığı vartada aylar sonra ancak Güney Afrika’nın Uluslararası Adalet Divanı’nda açtığı “soykırım suçu” davasına Türkiye müdahillik bildirisinde bulunurken İsrail’i iç siyasette istimali ve istismarı sürüyor.
Gazze’de on yedi bini çocuk, on binden fazlası kadın kırk bin sivilin katledildiği, hâlen enkaz altında on bini aşkın Filistinlinin kaldığı vahşet ve zulüm dolu hunharca katliamın ortasında Telaviv’dekilerle Ankara’dakiler arasında birbirini besleyen “kışkırtıcı siyaset”in karşılıklı olarak iç kamuoylarında kullanılmasına yenileri ekleniyor.
Belli ki Telaviv, döneminde Ankara’nın onayıyla İsrail’in Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu ile OECD üyeliğine alan, NATO üyeliğinin önünü açan ortak askerî tatbikatlara katılımı kıyağını sunan, Gazze’ye insanî yardım taşıyan Türk bayraklı Mavi Marmara sivil yardım gemisine saldırıp on vatandaşı hunharca katleden İsrail askerlerinin “hiçbir cezâi-hukukî sorumluluklarının olmayacağı güvencesiyle davalardan cayan; İsrail’le “istihbarat işbirliği”nin imzalayan, İncilik Üssü’nden ABD’nin İsrail’e her türlü silâh ve mühimmat desteğine, Malatya-Kürecik’ten İsrail’e istihbarat iletilmesine suskun kalan AKP siyasi iktidarının başta kalması uğruna yine hedef saptırıyor.
Bunun için her fırsatta İsrail’e veryansın edip diğer yandan İsrail’le arttırdığı her alandaki ticareti ve işbirliğini bin 180 kat katlayan, ancak ekonomik çöküşle son seçimlerde kaybeden ve giderek çöken “tek kişilik rejim” hesâbına ortalığı provoke eden bir “psikolojik savaş”ın fitilini ateşliyor.
Tesbit şu ki İsrail tarafı, Ortadoğu’daki işgal ve zulüm projelerini dayatmak için iktidar lehine muhalefete büyük bir itibar suikastıyla tersinden iktidarın propagandası desteğini verme peşinde. Bundandır ki iktidardakilerin “söylem”de İsrail’e her türlü hakareti savurup “eylem”de İsrail’le onca “mutâbakat” ve “anlaşmalar”dan bir tekini dahi iptali bir yana askıya dahi almayan “tek kişilik hükûmet”in İsrail’in işgal projelerini dayatmada daha uygun görüyor.
AKP siyasi iktidarına - “tek kişilik yönetim”e destek amaçlı her türlü manipülatif polemiklere, tahrik ve kışkırtamalara başvuruyor…
VAZİYET: İstismar polemiğine karşı
Bilindiği gibi, küresel emperyal işgalcilerin BOP’a göre Irak’tan Suriye’ye, İran’dan Yemen’e Ortadoğu’daki Müslüman ülkeleri etnik ve mezhebi ayırımlar üzerinden bölüp parçalama amacıyla bölgenin başına musallat ettikleri terör örgütü elebaşları Kandil’den peşpeşe “millet ittifakı adayını destekledikleri” itiraflı montajlı video iftiraları meydanlarda oynatılarak “tek kişilik rejim”in iç siyasette “millet ittifakı”nı “teröre destek” amacıyla istimal edilmişti.
Bu bakımdan tam da Cumhurbaşkanı’nın iç siyasete mesaj maksatlı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Ey zâlim-haydut İsrail!”, “Ey katil Netanyahu!” çıkışlarının Netanyahu tarafından iç siyasette kullanıldığı vetirede İsrail Dışişleri Bakanı Israel Katz’ın X platformu üzerinden Cumhurbaşkanı’nı hedef alan yeni paylaşımlarına Ekrem İmamoğlu ile Mansur Yavaş’ı “etiketlemesi”, Telavivdekiler’in öteden beri kurdukları “siyonist kumpas”ın son halkası olarak ortaya çıkıyor.
Bu vaziyet, iktidardakilerin devlet imkân ve araçlarını tepe tepe kullandığı 14-28 Mayıs seçimlerinde partisinin propagandasını yapan Cumhurbaşkanı’nın meydanlarda “millet ittifakı” ortak adayı Kılıçdaroğlu’nu “terör örgütüne destek”le karalamasını andırıyor.
Ancak yine de demokratik muhalefetin, bu tür saptırma ve çarpıtmalarla suiistimale ve istismara karşı fevkalâde dikkatli olması gerekiyor…
KISACA: “Veyl olsun, yazıklar olsun!..”
“İsrail Filistin’de soykırıma devam ediyor. 60 tane halkı Müslüman olan ülke var. Siz de deyin ki, biz mazlum Filistin halkının yanındayız. Size kimse demiyor ki gidin savaşa. O yüreğin sizde olmadığını zaten biliyoruz. Kimsenin onda öyle bir talepte bulunduğu yok, öyle beklentisi de yok. Allah zaten size nasip etmeyecek. Sizin gibi zâlimlere Kudüs’ün fethini nasip eder mi? Allah kime nasip edeceğini göreceğiz biz. Allah bu işi sadece ve sadece Allah’ın rızası için isteyenlere nasip edecek. Selahaddin’e nasip ettiği gibi, Ebû Ubeyde bin Cerrah’a (ra) nasip ettiği gibi. Ama hiç değilse böyle bir şeyi bile söyleyip; bu noktada bir adım atsanız! Onu bile yapamadınız. Veyl olsun size, yazıklar olsun size. Biz ellerimizi açıp dua ettiğimizde ‘Allah’ım Filistin’e yardım et’ dediğimizde, bir dua daha eklemeliyiz, ‘Allah’ım, başımıza kene gibi musallat olmuş, tek dertleri sadece kendi menfaatleri olan şunlardan da bizi kurtar ya Rab!”.
Muhammed Emin Yıldırım, (Siyer Vakfı Başkanı)