Başta IŞİD bölgede birbiriyle çatışan silâhlı örgütlerin, PYD’nin elindeki Cezire ve Afrin kantonlarının aradaki Kobani kantonuyla birleştirilmesi için Tel Abyad ve Kobani’yi işgalle bombalayarak tahrip edip çekilerek PYD’ye teslim ettiği haberleri çıkmıştı.

Görünen o ki, “bölgesel kaos plânı”nın Irak’tan sonra Suriye’nin de bölünüp parçalanmasıyla kalmadığı, başta ABD ve İngiltere olmak üzere, bölge hârici emperyal ecnebilerin bölgedeki onlarca silâhlı muhalif grubu çatıştırarak 911 kilometrelik Türkiye sınırı boyunca başta “İsrail’in güvenliği”, küresel hegemonya ve çıkarları hesâplarla Kuzey Irak’tan Akdeniz’e uzanan “koridor”da aynen Kuzey Irak özerk yönetimi gibi bir uydu devletçik kurulduğu senaryosu adım adım sahneye konuluyor…

SURİYE’NİN KUZEYİ KİME TERKEDİLİYOR?

Aslında bu vartada, Türkiye’nin bir yandan terör örgütünün Kuzey Irak ve Kandil’deki kampları ve tesisleri yüzlerce sorti ile bombalarken, diğer yandan PKK’nın Suriye kolu PYD’ye silâh, mühimmat ve lojistik destek veren Amerika’nın başını çektiği koalisyonun içinde aktif olarak yer alması çelişkisi, ecnebi projeleri uğuran Ankara’nın çıkmazını ele veriyor.

Bu açıdan, AKP iktidarında Ankara’nın bir tek Şam yönetiminin devrilmesine saplanan “Suriye politikası”nın, en son “IŞİD’i vurma” bahanesiyle “tampon bölge” oluşturulması amacıyla Suriye’ye askerî müdahale tuzağına düşürerek İncirlik ve diğer hava üslerinin “savaş koalisyonu” ülkelerine açılması, Türkiye’nin Müslüman komşusuna karşı “cephe ülkesi” haline getiriyor.

Bunun içindir ki, Nusaybin’den Hatay’a birbiriyle çatışan silâhlı gruplara bırakılarak, kuzey Suriye koridorunda emperyal ecnebilerin tasarladığı “devletçik”e zemin hazırlanıyor; geri kalan Ayn el Arap’tan (Kobani’den) Afrin’e Türkiye’nın sınır hattındaki “koridor” birbirine bağlanıyor.

Böylece, hiçbir coğrafyaya dayanmayan IŞİD, yaptığı saldırılarla, girip katliam yaparak meydana getirdiği kargaşa ve kaosla ecnebilerin operasyonlarına ve müdahalelerine bir defa daha ortam ve “gerekçeler” oluşturuyor. 

Hatırlanacağı üzere, MİT Müsteşarının Dışişleri’ndeki “gizli” toplantıda sızan ifâdesiyle iki bin TIR’la giden mühimmat ve lojistik desteğin Özgür Suriye Ordusu ve Türkmenler’e değil, silâhlı örgütlerin eline geçtiği ortaya çıkmıştı. Ve Türkiye’den ya da Türkiye üzerinden giden mühimmat ve lojistik desteğin Suriye’nin bölünüp parçalanmasında istimal edildiği kaydedilmişti. Hatta daha önce Adana ve Hatay’durdurulan MİT TIR’larının Bayırbucak Türkmenlerine silâh-mühimmat ve lojistik yardım götürdüğünü Suriye Türkmen Cephesi yetkilileri açıkça yalanlamışlardı, bildirmişlerdi…

“PYD–IŞİD İTTİFAKTA…”

En son devletin resmî ajansının haberine göre, Suriye’deki muhalif gruplardan Cephetul Şam’ın Türkmen komutanlarından Zekeriya Karslı, “PYD ile DAEŞ (IŞİD), masa altında ittifak içinde. PYD’nin Ayn el Arap ve Fırat bölgesini bir mermi atmadan DEAŞ’ın elinden nasıl aldığını biliyoruz. IŞİD bölgeden çekildikten sonra ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyon uçakları, Arap ve Türkmen köylerini bombaladı. Böylece PYD’nin bölgeyi DAEŞ’in elinden savaşarak aldığı algısı oluşturulmaya çalışıldı” ifşaatı, deşifre ediyor. (AA,23.8.15)

Bir süre önce PYD’nin kontrolüne geçen Tel Abyad ilçesine bağlı 12 köyde yaşayan Türkmenlerin, PYD ve PKK tarafından tehcire tabi tutulduklarını, boşalan yerleşim birimlerine ise Irak’ın kuzeyinden Kürtlerin yerleştirildiğini söyleyen Türkmen komutanın, “Türkmen köylerinin ‘plân’ dahilinde boşaltıldığı” yakınması, vaziyeti ele veriyor

Türkmen komutanı Karslı’nın tesbitiyle, “Suriye Batılı güçler tarafından bölünmesiyle “rojava projesi” kapsamında, Suriye’nin kuzeyinde Kürdistan kurulmak isteniyor. IŞİD’in Tel Abyad’dan Batılı güçlerin gözetiminde çekilmesinin ve bombalanan köylerden kaçan Türkmen ve Arapların evlerinin Irak’ın kuzeyinden getirilenlere verilmesinin maksadı bu.

Özetle, Suriye’ye IŞİD operasyonuyla Türkiye’nin yanıbaşında “Kürdistan”ın temelleri atılıyor; ve Ankara buna âlet oluyor...