"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İki sabitesi; demokrasi ve Said Nursî

Cevher İLHAN
24 Haziran 2015, Çarşamba
Merhum Demirel -7

Demirel’in temel iki temel görüşünden biri demokrasi ise diğeri Bediüzzaman ve Nur Risaleleri. 28 Ekim 1990’da vefâtının 30. yılında Ankara-Kocatepe Camii’nde okunan ilk “Bediüzzaman Mevlidi”ne gönderdiği telgrafla başlayan tartışmalardaki tavrı bunun örneklerinden biri.  

“Büyük âlim ve büyük müfessir Bediüzzaman Said Nursî için okunacak mevlidi Allah kabul etsin. Hakkın savunucusu ve iyiliğin yol göstericisi olan Bediüzzaman Said Nursî’ye Allah rahmet eylesin” ibâresiyle telgraf gönderen tek siyasî lider Doğru Yol Partisi Genel Başkanı Demirel’di.  

Başta gazetemizin imtiyaz sahibi Mehmet Kutlular olmak üzere on Yeni Asya mensubunun DGM’ce tâkibata uğratılıp nezârete atılmasının ardından DGM Başsavcısı Nusret Demiral’ın, soruşturmanın şümûlünü genişletip, mevlide telgraf gönderen Demirel’le iştirak eden milletvekillerine de soruşturma açılabileceğini söylemesi ve basında “Demirel, Bediüzzaman mevlidine nasıl telgraf gönderir?” eleştirileri üzerine ertesi gün -31 Ekim’de-, “Bediüzzaman büyük bir İslâm âlimi ve çok büyük bir Kur’ân müfessiridir” tekrarıyla “Mevlid okundu diye Türkiye’de eğer birtakım tâkibatlar yapılıyorsa, yapanlar dikkatli olsun, yaptığınız iş laikliğe aykırıdır” diye uyardı. (Mevlid Fırtınası, 38-39)

“BURASI TANGANİKA MI?”

Devamında. mevlide gönderdiği telgrafın hatırlatılması üzerine, “Kaçak iş mi yapıyoruz? Heyet, ‘mevlid okutacağım’ diyor, dâvetiye gönderiyor. Ben ‘mevlidiniz mübârek olsun’ diye telgraf gönderiyorum; bir siyasî parti genel başkanı olarak, mevlidiniz mübârek olsun demeyecek miyim? Bu vicdanlara baskıdır” çıkışında bulundu.

İnsanların Bediüzzaman’ı “körü körüne tâkip etmediklerini” belirten Demirel, elindeki dosyayı göstererek hâdiseye seyirci kalan dönemin (Anavatan) hükûmetine işâretle Başbakan Akbulut’un İçişleri Bakanlığı’nda valiliklere gönderdiği “Risâle-i Nur’larda hiçbir suç olmadığı”na dair tamimine dikkat çekerek, câminin rahat bırakılmasını istedi.

Keza 3 Kasım 1990’da DYP İstanbul il binasının açılışında, DGM savcısının kendisi hakkında da soruşturma yaptığını hatırlatan o zamanki Köprü editörü, şimdiki Genel Yayın Müdürümüz Kâzım Güleçyüz’ün sorusu üzerine “İstediği kadar soruştursun. Ben ne dedim? ‘Said Nursî büyük âlimdir, büyük Kur’ân müfessiridir’ dedim. ‘Büyük âlim olmadığını’ söyleyenin alnını karışlarım. Büyük âlim, büyük müfessir demek suç mu? Soruşturma açacakmış. Burası Tanganika mı?” tepkisi verdi. (a.g.e., 49-50) 

Özetle, Demirel’in Bediüzzaman hakkındaki sözleri, birçok gazete ve mecmuada, bilâhare kitaplarda, araştırmalarda yer aldı…

“SAİD NURSÎ VE NURCULUKTA ZİKZAK YOK” 

Yoğun tartışmalar ortasında, Demirel’e dair birçok olumlu-olumsuz yorum yapıldı. 

Akabinde 1 Kasım gazeteleri, Demirel’in mevlide soruşturmanın lâikliğe aykırı olduğu demeciyle, “Demirel’den Said Nursî’ye övgü”, “Demirel Said Nursî’ye sahip çıktı” manşetleriyle çıktı.

Hürriyet başyazarı Oktay Ekşi, -2 Kasım’da- “Demirel Nurcu mu?” başlıklı yazısında, “Sayın Demirel’in Said Nursî’ye olan hayranlığı, kendisinin özellikle Nurcu kesimin yayın organlarına verdiği demeçlerde bol bol ifâde edilmiştir” tesbitiyle, “İşin tuhafı, Sayın Demirel’in laik Cumhuriyete bakış şekli ile Saidi Nursî’ninkiler arasında çok büyük benzerlik olduğunu bizzat ifâde eden de Sayın Demirel’dir” diye yazdı.

Aslında Milliyet’ten Hasan Pulur’un değerlendirmesi Demirel’in Bediüzzaman’a, Nur Risaleleri ve Nur Talebelerine sahip çıkışındaki kararlılığını hülâsa ediyor: “Demirel, her zaman Said Nursî’ye Nurculuğa saygı ve muhabbetle bakmış, bu görüşlerini de her fırsatta açıkça söylemiştir. Demirel’in siyasî çizgisinde her zaman zikzaklar bulabilirsiniz, ama Said Nursi ve Nurculukla ilgili görüşlerinde asla. Onun için Demirel’in Said Nursî için okutulan mevlid hakkında soruşturma açılmasına gösterdiği tepkiyi ve çektiği telgrafı yadırgayanlar hata yapmaktadır.” (3 Kasım 1990)

Tıpkı vefâtı üzerine Cindoruk’un, “Demirel siyasetinde konjonktürel olabilir. Ancak iki konunun dışında, demokrasi ve Said Nursî” değerlendirmesinde olduğu gibi…

Okunma Sayısı: 1660
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Turgay Namdar

    24.6.2015 10:04:03

    Demirel'in En Sevmediği Ve Hayatı Boyunca Savaştığı 2 Şey: İZMLER VE M.KEMAL En Sevdiği Ve Hayatı Boyunca Her Şartta Savunduğu 2 Şey: DEMOKRASİ VE SAİD NURSİ

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı