"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İdlib operasyonun riski ve ağır bedeli

Cevher İLHAN
17 Ekim 2017, Salı
İç ve dış gündem kargaşasında krizlerin biri çözülmeden diğeri tetiklenerek tam bir gündem manipülasyonu oyunu oynanıyor.

Daha bir hafta önce Kuzey Irak’taki “tefrika referandumu”na karşı “vanayı kapatmak”tan sınırda Irak’la ortak askerî tatbikat gözdağı ile askeri müdahaleye kadar en üst düzeyden kamuoyu önünde savrulan  “bir gece ansızın gelebiliriz!” tekrarlı “askerî yaptırımlar” bir tarafa bırakılarak âdeta Kuzey Irak sorunu unutturulup bu kez “İdlib askerî operasyonu” gündeme sokuldu. 

Her defasında OHAL’ın yeniden üç ay daha uzatılmasında olduğu gibi “MGK tavsiyesi(!)”nden ve Bakanlar Kurulu’ndan günler önce ilân edilip başlatılan operasyonun da ne getirip ne götüreceği yeterince belirlenmeden bir belirsizlik içinde başlatıldığının emâreleri artıyor. 

Bilindiği gibi, Dışişleri Bakanı, “operasyonun amacı”nı “çatışmasızlık bölgesi oluşturup, çatışmaları tamamen önlemek ve siyasi süreci kolaylaştırmak” diye açıklamıştı. (gazeteler, 7.10.17)

Cumhurbaşkanı, “Suriye’de kaos olursa biz burada nasıl huzur içinde yaşayacağız? Biz Suriye’ye gitmediğimizde Suriye bize geliyor.  911 kilometre bir sınır var. Her an bizim sınırdaki illerimiz tehdit tehdit altında. Türkiye’nin Suriye ve Irak kaynaklı tehditlerle köşeye sıkıştırılmasına izin vermeyeceğiz. Yeni bir Kobani yaşamak istemiyoruz” demişti. (8.10.17)

SİLAHLI ÖRGÜTLERLE “İŞBİRLİĞİ”!

Aslında bu ifâdeler,  öngörüsüz politikalarla bölgenin ve Türkiye’nin nasıl vartaya düşürülüp vahim tehlike ve tehditle karşı karşıya kalındığının âdeta itirafı. 

Ne var ki, diğer askerî müdahalelerdeki risklerin daha fazlasıyla devam ettiği İdlib operasyonunda yine aynı hatalara düşülüyor. Öncelikle İdlib bölgesinin El Bab’dan daha karışık olduğu, iç savaş kargaşasında “vekâlet savaşı” veren küresel emperyal güçlerin taşeronu onlarca silâhlı örgütün cirit atıp kıyasıya çatıştıkları bölgeye müdahalenin mâliyetinin çok yüksek olabileceği belirtiliyor. 

Operasyonun uzun sürmesi halinde, uluslararası arenada Türkiye’nin BM kararı olmadan bir başka ülkenin toprağına “askeri müdahale”yle suçlanıp “işgalci” durumuna düşürülmesinin bir başka ciddi risk olduğu kaydediliyor. 

Operasyonun bir diğer riski, Suriye’de rejimin ateşkese uyup uymadığını kontrolün teminatı olan Rusya’nın bölgeyi çevreleyip dış güvenliğini sağlamasına karşı, Mehmetçiğin fevkalâde komplike ve kırılgan yapıdaki Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile birlikte İdlib’i içte “temizleme” ve güvenliği sağlama “görevini” üstlenmesi. 

Ancak en vahimi, konunun uzmanı diplomatların tesbitiyle, Türk askeri unsurları konvoyunun IŞİD’in bir versiyonu olan El Nusra cephesinin diğer bazı “cihatçı gruplar”la birlikte isim değiştirmesiyle kurulan çatı örgüt Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) militanları eşliğinde ortak mevzi alması. 

KOMŞULARLA ORTAK ÇÖZÜM

Türkiye’nin mevzubahis silâhlı militan gruplarla ortak hareketinin büyük riskler taşıdığına, dahası bölgede 80 bin militanı olan PYD-YPG ile doğrudan karşı karşı getirileceğine dikkat çekiliyor. 

Bütün bu risklerin yanısıra, İdlib’in karmaşık demografik yapısı itibarıyla El Bab’dan çok daha tehlikeli kutuplaşmalara ve çatışmalara teşne olduğu nazara veriliyor. Ve her an Mehmetçiğin de terör örgütleriyle çatış(tırıl)arak bölgedeki kargaşanın bir parçası ve “cephesi” konumuna sürüklenebileceğine dikkat çekiliyor. 

Ve bu çatışmalarla operasyonun temel amaçlarının başında gelen “göçün önlenmesi”nin aksine silâhlı örgütler arasında alevlenecek çatışmalarla iki milyon sivilin yaşadığı bölgeden yeni bir göç dalgalarının Türkiye sınırına dayanabileceği bildiriliyor.

Ankara’nın bu denli riskli ve netameli askerî operasyonlar yerine, ortak tarih, inanç ve kültürden geldiği Müslüman komşularıyla diyalogu arttırması; Şam, Bağdat ve Tahran’la ortak, mâkul ve sürdürülebilir çözümü bulması şart.

Okunma Sayısı: 2461
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı