Ankara’nın öngörüsüz, ufuksuz politikaları, Türkiye’ye mânen ve maddeten kaybettiriyor. Hükûmetin bir an önce bu anafordan çıkması ve komşu ve bölge ülkeleriyle ilişkileri iyileştirip geliştirmesi lâzım…
Ankara’nın yanlış politikaları, Türkiye’yi Müslüman komşu ve bölge ülkelerine karşı “cephe ülkesi” ve iç savaşa taraf yapmakla kıtal ve katliama ortak etmenin yanı sıra büyük ekonomik ve ticarî kayıplara duçar ediyor.
Suriye, 250 bin insanın katli ve milyonlarcasının göçle evlerini, yurtlarını terk etmesiyle perişanlığa itilerek sorunlar yumağına dönüşmüş. Resmî ağızlarca “kritik sınır” ilân edilen 100 bini 17 kez aşan sığınmacı sayısının bir buçuk milyonu geçmesi ağır yüküyle kalmıyor; Türkiye’yi uzun vadede etkileyecek ağır kayıplara sebebiyet veriyor.
Geçen ay sonunda açıklanan bir araştırmada, savaş öncesi Türkiye’nin Ortadoğu’ya, Körfez ülkelerinden Afrika’ya ihracat kapısı olan “Suriye kapısı”nın kapatılmasıyla sınır illerinde ekonominin darboğaza girdiği sonucu bu açıdan dikkat çekici.
Barış ve istikrarın tahribiyle 6 milyar dolar olarak hesaplanan kayıpta baz alınan sınır ili Gaziantep’e düşen bir yıllık kayıp payı 150 milyon dolarlık bir ihracat potansiyelinden yararlanamaması olarak belirlenmiş.
IRAK VE LİBYA’DAKİ KAYIPLARIMIZ
Keza 2014’te Türkiye’nin Irak pazarında gerçekleştireceği ihracat 14.2 milyar dolar seviyesine ulaşabilecekken 10.7 milyar dolar civarında kalması, başta son dönemdeki IŞİD gibi El Kaide örgütlerinin saldırıları olmak üzere işgal sonrası Irak’taki çatışmalar ve terör nedeniyle Türkiye’nin kaybının 3.5 milyar dolara ulaşması ve Gaziantep’in ekonomisine potansiyel ihracat kaybı mâliyetinin 900 milyon civarında olması, maddî kaybın bir başka göstergesi.
Dünya Bankası verilerine göre, bölgede çıkan çatışma ve savaşlar ile Türkiye genelinde protesto edilen senetlerdeki artışın yüzde 10 olmasına karşı, Gaziantep’te yüzde 66 artış hızıyla Türkiye’nin neredeyse 7 katını aşması, bir tek bu kentte altı bin kişiye yakın işçinin işini kaybetmesi, bir diğer kayıp ve zarar göstergesi.
Bu arada Türkiye’nin askerî müdahaleye lojistik destekle katıldığı Libya’da Türk şirketlerinin yarım kalan projelerinde 15 milyar doları bulan yatırımlarının yanı sıra bir milyar dolarlık geniş makine parkı kaybı daha önce açıklanmıştı. Türk müteşebbislerinin ve yatırımcılarının sözleşmelerinin iptaliyle işlerini kaybetmeleri, bir milyar dolara yakın tahsil edilmemiş alacağına ek olarak en az 15 bin Türk işçisinin işini kaybetmesi eklendiğinde ekonomik kaybın büyüklüğünü açığa çıkarıyor.
ÂCİLEN BU ANAFORDAN ÇIKILMALI
Libya Başbakanı’nın Türkiye’yi içişlerine karışmakla suçlaması sonrası başkent Trablus’daki Türkiye Büyükelçiliği kapatılmış. Ülkedeki bütün Türk vatandaşları ve işçiler tahliye edilmiş. Ekonomi Bakanı’nın “Libya terk edilmiş, bölünmüş durumda ve karmaşada. Birşey de yapılamıyor. Geniş bir havzada yüzlerce milyon dolarlık yatırım yüzüstü. Yalnız müteahhitlerin aldığı işlerden hak edişleri, iş makineleri, mal varlıkları, alacaklarıyla yaklaşık iki milyar dolar kayıp var” açıklaması, hükûmetin Libya başarısızlığının ikrarı olmuştu.
Hulâsa, Ankara’nın öngörüsüz, ufuksuz politikaları, Türkiye’ye mânen ve maddeten kaybettiriyor. Hükûmetin bir an önce bu anafordan çıkması ve komşu ve bölge ülkeleriyle ilişkileri iyileştirip geliştirmesi lâzım...