Meclis 15 Temmuz ‘Darbe Girişimi’ni Araştırma Komisyonu’nun darbeyi araştırmadan ve hiçbir sonuca varmadan sonlandırılması, iktidarın darbe soruşturması samimiyetini ve niyetini açığa çıkardı.
Gerçek şu ki, darbe girişiminden on gün sonra Meclis’teki dört partinin tam desteğiyle kurulan “darbe komisyonu”, haftanın üç günü çalışma kararına rağmen, bazı haftalar bir gün dahi çalıştırılmadı. Çalışma süresini bir ay daha uzatmak mümkünken, bizzat iktidar partisi üyelerinin oylarıyla komisyon apar topar dağıtıldı.
Esasen daha baştan Meclis’in yerleşmiş demokratik teâmüllerine aykırı olarak komisyon başkanından başkan yardımcısına, sözcüsünden kâtip üyesine, bütün yönetiminin iktidar partisinden seçilip muhalefetin dışlanmasıyla kamuoyunu oyalama sinyalleri verilmişti.
Ve Cumhurbaşkanı’nın 9 Aralık’ta “Artık darbe komisyonu yapacağı çalışmalarını yaptı. Şöyle sür’atle inşallah şu son adımlarını da atıp artık raporunu hazırlayıp göndermek suretiyle görevini tamamlarsa isâbetli olur” çıkışının, AKP’li üyelerce “artık bitirin!”olarak algılanmasıyla, çalışma günleri ve süresi daha da kısıldı ve “dinlenecekler listesi” daha da kırpıldı. Komisyon, bizzat iktidar üyelerince âdeta baskı altına alınarak “âlelacele geçiştirme” vetiresi hızlandırıldı.
“15 TEMMUZ” KARANLIKTA KALDI
Düşülen vartada Komisyon Başkanı, her ne kadar “Yeterli görüyoruz” dese de, öncelik sırasına göre, “darbe girişimi”nde “rol” alan “esas dinlenecekler”in dinlenmeyip, diğer isimlerle süre dolduruldu. Komisyon etkin bir şekilde çalıştırılmayarak birçok husus meçhule terk edildi.
En önemlisi, “15 Temmuz kalkışması” kargaşasının iç yüzü gündeme getirilmedi. Mutlaka olup bitenleri aktarmaları gereken başta sürecin iki kritik ismi MİT Müsteşarı ve darbecilerin derdest edip rehin aldığı Genelkurmay Başkanı başta olmak üzere, sürecin içindeki “aktörler”in komisyona çağrılmaması, cezâevlerine gidip darbeye kalkışan 160 generalle görüşülmemesi; darbecilerin darbeye neden kalkıştıklarının, nasıl yaptıklarının sorgulanmaması, “darbe girişimi”ni karanlıkta bıraktı.
Kısacası, “darbe girişimi”yle hesâplaşılmadı. Üç ay boyunca hep “yan yollara sapılıp darbenin etrafında dolaşılarak” özellikle darbeci generallerin dinlenmesinin AKP oylarıyla reddedilmesiyle, kalkışma günü ve gecesi devletin üst düzey birimlerinde olup bitenler yine devletin derin dehlizlerinde kaldı.
Dahası alt kademedeki “ByLock kullanıcıları” tutuklanırken, aynı dönemde siyasetçilerle üst kademedeki bürokratların kimlikleri açıklanmadı. Bütün taleplere karşı, MİT’ten 82 iktidar partisi milletvekilinin yer aldığı belirtilen “BayLook’çu listesi” millet irâdesinin temsilcisi Meclis adına kurulan komisyona iletilmedi. MİT’ten -ayıklanmış- “rapor” istenmekle kalındı.
Yine bazı devlet mercilerinin birbirinden bilgi sakladığı” iddiaları, “darbe girişimi” istihbaratının alınmasından darbecilerin harekete geçtiği ana kadar geçen altı-yedi saatte neler olduğu aydınlığa kavuşturulmadı.
ARKA PLÂNI ARAŞTIRILMADI
Böylece, vahim darbe istihbaratını alan MİT Müsteşarının neden Başbakan’a, Cumhurbaşkanına haber vermediği, ihbarı alan Genelkurmay Başkanı’nın kuvvet komutanlarını niçin anında görev başına çağırmadığı sorularının cevabı araştırılıp verilmedi, istifhamlar giderilmedi.
Keza iktidar partisine mensup belediye başkanları ve sorumluları komisyona gelip bildiklerini anlatmadılar. “Darbe girişimi”nin üstü kapatılıp örtbas edildi. Ve en önemlisi darbenin “siyasî ayağı ve uzantıları”nın ortaya çıkarılmasında hiçbir netice alınmadı.
Komisyonun aslî görevi olan, 15 Temmuz”un mahiyeti, nasıl ve kimler tarafından sahnelenen bir senaryo olduğu, hangi mihraklarca tertiplenip sahnelendiği, hangi “gizli güçler”ce tâlimatlandırıldığı, dış bağlantıları bilinmezlikte bırakıldı. Kimlerin kimler tarafından tuzağa düşürüldüğü belirlenmedi.
Hülâsa, OHAL sürecinde, hukuksuz, her tarafa çekilebilen, mağduriyetlere ve haksızlıklara sebebiyet veren KHK’larla kamuda 100’e bulan ihraçlara, binleri bulan yeni tasfiyeler eklenirken, çifte standartlı uygulamalarla, menhus “darbe girişimi”nin soruşturulmasında temel kırılganlık ve zâfiyetlerle “darbe komisyonu”nun “darbe araştırması” fiyaskoyla sona erdi.
“Darbe girişimi”nin arka plânını araştırmak, “15 Temmuz”un iç yüzünü ve darbecileri ortaya çıkarmak iddiasıyla kurulan “darbe komisyonu”nun “darbe araştırması” göz göre göre karambola getirilerek akamete uğratıldı.
Peki neden?