15 Temmuz “darbe girişimi”ni araştırmak üzere kurulan Meclis Araştırma Komisyonu raporu yoğun gündemin hayhuyunda yeterince tartışılmadı. Muhalefet şerhleri, kamuoyunu aydınlatacak bir araştırma yapılmadığını ortaya koydu.
Öncelikle, 15 Temmuz günü bizzat “darbe girişimi”ne muhatap olan Genelkurmay Başkanlığı ve MİT Müsteşarlığı’nda olup bitenlerin ortaya çıkarılmaması, başta Genelkurmay Başkanı ve MİT Müsteşarı olmak üzere olayların içindeki kilit isimlerin komisyona çağrılmayıp dinlenmemesi, raporu daha baştan güdük bıraktı
Özellikle “darbe girişimi” günü ve gecesinde neden Genelkurmay ve MİT tarafından yeterli önlem alınmadığı, niçin MİT’in edindiği bilgileri Cumhurbaşkanı ve Başbakan’la zamanında paylaşmadığı sorularının cevapları verilemedi.
GERÇEKLERDEN KAÇINILMIŞTIR
Sadece olup bitenleri yarım yamalak hikâye etmekle kalan, ancak “darbe girişimi”nin arka plânını deşifre etmeye yanaşmayan “rapor”, inandırıcı olmaktan uzak. Geniş çevreler ve tarafsız mercilerce “taraflı iktidarın eksik ve muallel raporu” olarak nitelendiriliyor.
Farklı mahfillerden gelen değerlendirmeler de bu yönde.
Komisyonun MHP’li üyesi Mehmet Erdoğan’ın şerhinde, “Raporda, devletin bir birimine ihbarın gelip gelmediğine bile netlik kazandırılamamıştır. Darbe gecesi yaşanan olayların karanlık noktalarının aydınlatılması sağlanamamıştır. Başbakanlık aklımızla alay eden bir brifing vermiştir. Dolayısıyla komisyonun yapacağı çalışmalar sağlam temellere ve verilere oturtulamamıştır. O gece karanlıkta kalmıştır” tesbitleri, bu gerçeği su yüzüne çıkarıyor.
Keza darbe girişiminin en önemli aktörlerinin dinlenmesinin AKP’li komisyon üyelerinin oylarıyla engellendiğini ve belediyelerdeki yapılanmalarla ilgili hiçbir çalışma sürdürülmediğini belirten MHP’li üyenin, “Raporun yazım sürecinde siyasî saplantılara mahkûm kalındığı, bazı isim ve kurumları aklama çabası içinde olduğu da tesbit edilmiştir” ifâdesi, “darbe girişimi” araştırmasının karambola getirilerek akamete uğratıldığı yorumunu doğruluyor.
SORULAR HÂLÂ CEVAPSIZ…
Komisyonun HDP’li üyesi Mithat Sancar’ın raporun alelacele ve telaşla açıklanmasının tuhaf olduğunu belirterek, “kontrollü darbe girişimi” iddialarına tepki gösteren Komisyon Başkanı’nın bu iddiaları çürütecek tezleri ve delilleri ortaya koyamadığını eleştirip, “Komisyonda sorularımız aydınlatılmadı. Sorular halen cevapsız. Kontrollü darbe iddiasını çürütecek tezleri önümüze koysunlar” çağrısıyla “darbe girişimi”ni aydınlatması için yeniden komisyon kurulmasının önünde bir engel olmadığı önerisi de aynı anlama geliyor.
İktidara yakın medyada bile “MİT ne saklıyor? Neden ifâdesi alınmıyor?” diyen imalı yazılarla bir binbaşının “darbe girişimi”ni haber vermesine karşı “Binbaşı O.K. ‘darbe olacak’ demiş, o zaman MİT neden vakit kaybetti? Genelkurmay neden önlem almadı?” ve “MİT ne işe yarar?” sorularıyla yeterli bilgi alınamadığından yakınılıp “Bu konuda da soru işaretlerinin haddi hesabı yok” serzenişi, “darbe girişimi”nin arka plânını araştırmak, “15 Temmuz”un iç yüzünü ve darbecileri ortaya çıkarmak iddiasıyla kurulan komisyonun “raporu”nun kimseyi ikna etmediğini su yüzüne çıkarıyor.
Kısacası, “rapor”, “darbe girişimi”ni tahrik edip yaptıran güç ve mihrakları ortaya çıkarmıyor; tam tersine bu konudaki istifhamları daha da arttırıyor.