"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Çözüm süreci” fiilen bitiriliyor...

Cevher İLHAN
28 Temmuz 2015, Salı
Türkiye, seçimin akabinde tam bir gerginlik ve kaos ortamına sürükleniyor.

32 kişinin katledildiği Suruç saldırısından sonra Ankara’nın IŞİD’den PKK’ya terör örgütlerine karşı operasyon dalgaları ve  sürerken, yanlış politikaların acı akıbeti bir defa daha açığa çıkıyor. 

Dört yıldır saplanılan ve inadına sürdürülen Suriye politikasının bir sonucu olan “IŞİD’le mücadele” paravanında ABD ve Suriye’ye müdahale peşindeki yabancı güçlere açılan İncirlik Üssü kullanılarak Türkiye resmen “cephe ülkesi” ve “savaş ve müdahale koalisyonu ortağı” durumuna düşürülüyor. Ecnebilerin Türkiye üzerinden Suriye’nin kuzeyindeki hedefleri havadan bombalamasıyla yeniden “tampon bölge” projesi dayatılıyor. 

Müslüman komşusu Suriye’de IŞİD üzerinden küresel aktörlerin bölgenin yeniden dizaynında bir araç olarak istimaliyle Türkiye topraklarına mezhebî ve etnik iç savaşın taşınmasıyla kalınmıyor, en son Suruç katliamında olduğu gibi ülke tam bir terör ve fitne ateşine teşne hale getiriliyor. 

Aslında, sözkonusu örgütlerin çatışmasıyla oluşan kaotik durum, özellikle seçim sonrası Kuzey Irak’taki terör örgütü kamplarının peşpeşe hedef alınmasıyla bir başka çıkmaza sokuyor... 

TIRMANDIRILAN TERÖRDEN ŞİKÂYET

Başbakan, “Muhataplarımız değişse de süreç devam edecek” dese de, üç yıllık aradan sonra bir haftadır Doğudan Batıya terör olaylarının alevlendirilmesiyle onca emek verilen “çözüm süreci” büyük bir pervâsızlıkla berhava ediliyor.   

Garip olan; “müzâkere” çağrılarının AKP siyasî iktidarınca reddedilmesi. Cumhurbaşkanı’nın Bayram sabahı “Dolmabahçe mutâbakatı’nı tanımadığını” tekrarlayıp masayı devirdiğini yinelemesiyle ivme kazanan vetirede terör örgütünün Kuzey Irak’taki tesislerinin hedef alınması. 

Uzun süredir “PKK’nın bölgeyi teslim aldığı” oldu bittisine kulak tıkayan hükûmetin, son demde terör örgütünün bölgeyi kontrolüne aldığına dair yıllardır yapılan ikazlara rağmen sanki yeni istihbaratı almış gibi PKK’nın bölgedeki alan hâkimiyetinden, militanların silâh bırakmamasından, adam kaçırmasından, yol kesmesinden yakınması. 

Gerçek şu ki, kamuoyuna terör örgütünün eylemlerine karşı yapılan operasyonlardaki tutuklamaları ihbar eden hükûmet, yıllardır bütün uyarılara rağmen PKK’nın bölgede hükümfermâ olmasına bigâne kaldı. Esasları, amaçları ortaya konulmadan Meclis’in uhdesinde, muhalefetle, milletle, kamuoyu önünde görüşmeden, “çözüm süreci” terör örgütüyle yürütüldü. AKP sözcüsü, “Öcalan, Kürtlerin lideridir, temsilcisidir” diye konuştu. Oslo’dan, İmralı’dan Kandil’e kapalı kapılar arkasında örgüt elebaşlarıyla “müzâkereler”le terör örgütü içte palazlandırıldı, dışta “meşrulaştırıldı.”

Düşülen vartada, terör örgütü açıkça ajite edilirken, bizzat Başbakan’ın ağzından yeniden tırmanan ya da tırmandırılan terör eylemlerinden şikâyet ediliyor.  

Oysa oturma düzenine kadar bütün safhalarıyla Erdoğan’ın onayıyla yapıldığı belirtilen ve hükûmetin “çözüm süreci’nde önemli aşama” olarak ilân ettiği “Dolmabahçe mutâbakatı” işleseydi, “Nevruz mektubu”nda dekâre edildiği gibi sıranın “PKK’nın silâhları bırakması”na geleceği iddia ediliyordu. En azından hükûmetin bu süreci değerlendirmesi gerekirdi… 

Vakıa şu ki, karşılıklı oyuna geliniyor. Birbirini besleyip tetikleyen olaylarla bir taraftan Kuzey Irak’ta –şimdiye kadar hiçbir netice vermeyen, dağı taşı bombalamaktan başka bir işe yaramayan- hava operasyonları yapılırken, diğer taraftan terör eylemlerini arttıran PKK’nın içte molotoflu - maskeli gösterilerle, karakollara ateşle, polise ve askere silâhlı saldırılarla terör eylemleri arttırılıyor.  

Peki, bütün bu çelişki ve açmazlara niçin düşülüyor? 

Okunma Sayısı: 2125
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Sezai Mumcu

    28.7.2015 16:15:58

    Kirli nefrin senaryonun senaryocularina binler nefrin ve lanet olsun! Islamda kabul edilmeyen bilakis nefretle dislanan menfî olumsuz; fertleri, kitleleri kötü etkileyen düsmanlik ve huzursuzlugu tetikleyen milliyetcilik (nasyonalizm) ve unsuriyetcilik (rasistlik, irkcilik) düsman ikinci Avrupa kanaliyla mübarek Anadolu ve Islam Cografyasinda yayilmak isteniyor. Islam icin hareket ettigini iddia eden vatanini siyasal cikarlari yüzünden gavura satan vicdansizlar, yangina körükle giden insafsizlar senaryolarinizda bogulunuz! Huzuru mahserde cok elim sorguya cekilecek ve bedelini ödeyeceksiniz.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı