"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ankara, ateşkes ve barış sürecine odaklanmalı

Cevher İLHAN
31 Aralık 2016, Cumartesi
Altı yıldır 600 bin insanın katledildiği, on milyonun göçe zorlanıp perişan edildiği Suriye harap olduktan sonra da olsa “ateşkes anlaşması” sürecinin korunması fevkalâde önemli.

Ne var ki, tam da Astana toplantısı öncesi Suriye genelinde ateşkes ve barışla çözüm inisiyatifinin ortaya çıktığı vetirede, Dışişleri yetkililerinin Astana’da Suriye yönetimiyle görüşeceği belirtilirken, Ankara’dan hâlâ Suriye yönetimini dışlayan nakzedici sert söylemler sıkıntıya sebebiyet veriyor.

Zira Türkiye, Rusya ve İran’ın imza attığı “Moskova mutâbakatı”nın ilk maddesinde, “İran, Rusya ve Türkiye, Suriye Arap Cumhuriyeti’nin egemenliğini, bağımsızlığını, birliğini ve toprak bütünlüğünü tamamen destekliyoruz” ibâresiyle Şam’la diyalog ve işbirliği peşinen deklâre edilmiş.

Keza Astana görüşmelerinin dayandığı sözkonusu “mutâbakat”ın yedinci maddesinde, Suriye hükümeti ile silâhlı muhâlifler arasında ilân edilen ve Rusya ile Türkiye’nin garantör olacağı üç ülkenin himâyesinde yapılacak “Astana’daki barış görüşmelerinin –terör örgütleri IŞD ve El Nusra dışındaki- ‘Suriyeli taraflar arasında yapılacağı” esası kabul edilmiş.

Bu açıdan Ankara’nın, öncelikle iç savaş kargaşasındaki Suriye’de “siyasi çözüm, ateşkes ve terörle mücadele” konularının ele alınacağı Astana ateşkes ve barış görüşmelerini zora sokacak çelişkili çıkışlardan sakınması gerekiyor.

“GÜVENLİ BÖLGE” BÖLER

Bir diğer husus, BM gözetiminde ateşkesin sağlanması ve denetimi ile ilgili görüşmelere dair barış ve çözüm ümitlerinin arttığı sırada, daha üçlü “mutâbakat”ın üzerinden bir hafta geçmeden, Cumhurbaşkanı’nın yeniden “uçuşa yasak güvenli tampon bölge”yi gündeme getirmesi.

Oysa “uçuşa yasak bölge”nin Suriye’nin bölünüp parçalanmasını tetikleyeceği ve ülkenin kuzeyinde sözü edilen “koridor devletçiğe” alan oluşturulacağı Kuzey Irak vakıasıyla ortada.

1991’deki Körfez savaşı sırasında Amerikalıların 36. paralelin kuzeyini “uçuşa yasak bölge” ilân etmeleriyle Kuzey Irak’ın Irak’tan koparılıp Bölgesel Yönetim’in oluşmasına ortam hazırlandığı herkesin mâlumu.

Aslında Amerikan yeni Başkanı seçilen Trump’un asker kökenli yeni Güvenlik Danışmanı Korgeneral Michael Flynn’un, “Suriye ve Irak’ın üçe-dörde bölüneceğini düşünüyorum. Suriye’de ‘uçuşa yasak güvenli bölge’ kurulması, Kuzey Suriye’de PYD/YPG’nin ‘Kuzey Suriye koridoru’na zemin açar” açıklaması “güvenli bölge”nin akıbetinin açık ihbarı.

Kaldı ki, karadan ve havadan sonu belirsiz Fırat Kalkanı askeri operasyonu devam ederken, kevgire dönen sınırdan binlerce teröristin sızdırıldığı Suriye’de, “Suriyelileri ülkelerinde tutacak alan” bu “tampon/güvenli bölge”nin güvenliği nasıl korunacağı sorusuna mâkul bir cevap verilmiş değil.

FIRSAT HEBÂ EDİLMEMELİ

Belli ki, yanlış ve ufuksuz politikalarla Türkiye Suriye’de yalnız bırakılmış, üst üste hatalar sonucu çıkmaza sürüklenmiş. Düşülen vartada, Cumhurbaşkanı’nın “El Bab operasyonunda ne NATO’dan ne de uluslararası koalisyondan en ufak bir yardım ve hava desteğinin gelmediği” yakınması, siyasi iktidarın bütün uyarılara rağmen baştan beri inadına sürdürdüğü “Suriye politikası”nın iflâsının ikrarı.

Bunun içindir ki Ankara, bu safhadan sonra Türkiye’yi komşudaki iç savaş arenasına sürükleyen politikalardan sakınmalı; ateşkes, barış ve çözüm sürecinin işlemesine odaklanmalı.

Bu arada El Bab’ın kapısında duran şimdiye kadar 39 şehidin verildiği Fırat Kalkanı Harekatı’nın amacını, kapsamını ve süresini belirleyip bir an evvel nereye varacağı bilinmeyen bataklıktan çıkmaya çalışmalı.

Beş senedir amansız süren Suriye kargaşasından çıkmanın tarihi fırsatının hebâ olmamasına gayret etmeli. İşi yokuşa süren politikalara prim vermemeli. Ateşkesi bozacak provokasyonlara engel olmalı…

Okunma Sayısı: 3478
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Barış Yazgan

    31.12.2016 10:09:22

    Humeyni'nin devrimden sonra Irak'la sekiz yıl savaştığını hatırlayalım.Suriye'deki savaş acaba bazı şeylerin paravanı olmasın.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı