"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

AB sürecini hızlandırmak için

Cevher İLHAN
11 Aralık 2015, Cuma
AB sürecinin hızlandırılması için Ankara’nın vakit geçirmeden AB raporunda belirlenen özellikle hukukun üstünlüğü ve temel haklarla ilgili ana eksiklikleri gidermesi, yargının bağımsızlık ve tarafsızlığını, düşünce ve ifâde hürriyetini hayata geçirmesi şart.

AB sürecinde Türkiye’yle yeni dönemin diyalog ortamının işâretleri verilirken, AB Konseyi’nin Ankara’ya noksanlıkları telâfi çağrısı büyük önem taşıyor.

AB’nin yürütme erkinin başı sıfatıyla Komisyon Başkanı Juncker’in Başbakan’a hitaben kaleme aldığı mektupta, Türkiye’nin katılım ve müzâkere sürecini hızlandırma amacıyla açılacak başlıklar tek tek yazılıp “taahhütler” şartlara bağlanırken, Ankara’nın hazırlıklarını tamamlaması isteniyor.

17-18 Aralık AB zirvesi “sonuç bildirisi” taslağında, Türkiye’nin güneydoğusunda terörist şiddete son verilmesi çağrısı yapan AB Konseyi’nin “Kürt sorunu”na kalıcı bir siyasî çözüm bulunması, barış görüşmelerine kaldığı yerden devam etmeyi ısrarla tavsiyesi bunların başında geliyor.

Yine “Kıbrıs sorunu”nda taraflar arasında süren son görüşmelerin olumlu seyrinden hareketle, fasıllara yönelik “Rum yönetimi” blokajının kalkacağı perspektifiyle Türkiye’nin ilişkilerini normalleştirmede gerekli ilerlemeyi kat etmesi talep ediliyor.

Ve AB ile Türkiye arasındaki mülteciler ve göç idâresiyle ilgili “Ortak Eylem Plânı”nın başarılı uygulanmasının da pozitif sürece katkısı vurgulanarak, Ankara teşvik ediliyor…

HAK İHLÂLLERİ DEVAM EDİYOR

Bunların yanı sıra Ankara’nın demokratikleşme, hukuk devleti ve özgürlük-güvenlik dengesini AB standartlarına göre kurması ve başta ifade özgürlüğü olmak üzere temel hak ve özgürlüklerle ilgili tıkanıkların aşılması yönündeki uyarıları da son derece önemli.

Bu minvalde, en son “Atatürk’ün anısına hakaret’ ihtiva ettiği iddia edilen 10 video dolayısıyla 5 Mayıs 2008’den 30 Ekim 2010’a kadar engellenen Youtube’a erişime dair AİHM’in, “ifâde özgürlüğü”nü belirleyen 10., “âdil yargılanma hakkı” hakkındaki 6. ve “kararların bağlayıcılığı ve uygulanması”na dair 46. maddesini referans alarak Türkiye’nin bu uygulama ile ifâde özgürlüğünü ihlâl ettiğine kararı yol gösterici.

Zira Adana Baro Başkanı Mengücek Gazi Çıtırık’ın da belirttiği gibi, 10 Aralık 1948’de BM Genel Kurulu’nca kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin kabul edilişinin 67. yıl dönümünde Türkiye’de hak ihlâlleri ne yazık ki bütün ikazlara rağmen artarak devam ediyor.

Keza Gazeteciler Cemiyeti tarafından 2014 başından bu yana AB Türkiye Delegasyonu ‘Sivil Düşünce Ağlar ve Plâtformlar Hibe Programı’ desteğiyle yürütülmekte olan ‘özgürlük için basın projesi’ 2014-2015 Değerlendirme; İfâde ve Basın Özgürlüğü İhlâlleri Raporu’nda, “muhalif’ olarak görülen medya kuruluşlarının özgürlük alanının kamu eliyle daraltıldığı örnekleriyle ortaya konuluyor.

Medyadaki durumu inceleyen birçok araştırmaya dayalı raporda TMSF, kamu bankaları ve oluşturulan ‘havuzla’ medya kuruluşlarının el değiştirmesi, kayyım atanarak doğrudan kontrol altına alınması yöntemleriyle eleştirel medyanın sesinin kısılması gibi.

MEDYAYA BASKIYA SON VERİLMELİ

Buna göre, RTÜK, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı gibi üst kurulların, iktidarın politik maksat ve hedeflerine uygun uygulamalarıyla medya kuruluşlarına ve sosyal medyaya yaptırımları, Türkiye’nin basın özgürlüğü karnesini ortaya koyuyor.

Dahası Başbakanlık ve bakanlıklar başta olmak üzere, söz konusu “özerk” kamu kurumları ile Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı gibi devlet kurumlarının medyaya yönelik “cezalandırma”, “ödüllendirme”, “haber akışı sağlama”, “kara listeye alma” veya “akreditasyon uygulama”yla medyayı kontrol altında tutma yöntemlerinin basın özgürlüğünü zedelediği nazara veriliyor.

Bu kapsamda, “muhalif” görülen medyaya kamu kurumlarından sıfıra yakın ilân verilirken, “havuz medyası” denilen gazetelerin kamu reklâmlarıyla ihya edilmesi buna açık misal.

“AB’ye tam üyelik bizim için son derece önemli” diyen Başbakan, “Bu süreci hızlandırmakta kararlıyız” diyor. AB sürecinin hızlandırılması için Ankara’nın vakit geçirmeden AB raporunda belirlenen özellikle hukukun üstünlüğü ve temel haklarla ilgili ana eksiklikleri gidermesi, yargının bağımsızlık ve tarafsızlığını, düşünce ve ifâde hürriyetini hayata geçirmesi şart.

Bunun için de, öncelikle eleştirel medyaya, gazetecilere, yazarlara ve sosyal medya plâtformları ile kullanıcılarına yönelik hukuk dışı baskıların sona erdirilmesi gerekiyor…

Okunma Sayısı: 1405
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı