"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

2015 AB “İlerleme” Raporu – 2

Cevher İLHAN
11 Kasım 2015, Çarşamba
“Türkiye’nin yıllık karnesi” olarak nitelenen ve 1980’den bu yana yayınlanan bu yılki AB İlerleme Raporu, bundan önceki 17 belgede yer almayan geniş ikazlarla dolu.

Özellikle son iki yılda basın ve ifâde özgürlüğünün gerilediğine dair ciddî tenkitler getiriliyor. Daha önce medyada hassas ve tartışmalı konuların özgür bir ortamda tartışılmasına karşı, son dönemde bilhassa gazetecilere, yazarlara ve sosyal medya kullanıcılarına karşı süren baskılarla yeni cezâların AB standartlarından geri adım atıldığı belirtilmekte.

Bunun içindir ki, hükûmete ve hükümet yetkililerine eleştirel yaklaşan gazetecilere, hukukçulara ve sosyal medya kullanıcılarına karşı geniş şekilde cezâî işlemlerin dayatılmasıyla düşünce ve ifâde özgürlüğünün kelepçelendiği nazara veriliyor.

Devlet ve devlet dışı aktörlerce gazetecilere ve basın kurumlarına yönelik çeşitli tehdit ve gözdağı verme türlerinin ciddî endişe kaynağı olduğunun kaydedildiği raporda, siyasî iktidarın medyaya güçlü baskı uygulamasıyla çok sayıda açılana davalara, tutuklama, gözaltı, sansür ve işten çıkarmalara dikkat çekiliyor. Medyaya karartmanın sindirmeye ve artan ivmeyle oto-sansüre dönüştüğü bildiriliyor.

BASIN VE İFÂDE ÖZGÜRLÜĞÜNE TEHDİT

Keza kamu adına yayın yapan devlet kanalları yayınlarının ve yönetmeliğinin AB çizgisinde olmadığı, tamamen siyasî iktidar yanlısı olduğu ve Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) bağımsız ve yansız olamadığının belirtildiği “İlerleme raporu”nda, Türkiye’de editoryal bağımsızlığın da sorunlu olduğu yazılıyor.

Bu açıdan “belge”de, “Türkiye’de devlet destekli reklâm medya organlarında âdil şekilde dağıtılmıyor, pazarı bozuyor ve bazı medya organlarına ekonomik baskıya ekleniyor” tesbiti çarpıcı.

Yine Suruç ve Ankara katliâmı terör saldırılarına ilişkin “yayın yasağı” örnek verilerek, haber yasağının yaygınlaştığı, internet sitelerinin mahkeme kararıyla hatta karar olmaksızın bloke edildiği, Türkiye’nin twittera muhteva silme ya da hesapların askıya alınmasıyla en fazla şikâyet başvurusu yapan ülke konumuna düştüğü vartayı ortaya koyuyor.

Bu bağlamda Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilâtı (AGİT) raporunda, halen cezâevinde 20’den fazla gazetecinin Terörle Mücadele Yasası kapsamında tutuklu olduğuna vurgu yapılarak, “Yetkililer medyaya yönelik kuvvetli baskıyı sürdürürken gözaltılar, adlî soruşturmalar, sansür vak’aları ve işten çıkarmalar arttı. Bu durum sadece gazeteciler için değil yazarlar ve sosyal medya kullanıcıları için de geçerli. Türkiye’deki ifade ve medya özgürlüğünde kötüleşme sürüyor. TRT artan şekilde politize oldu” ibâresi de AB Raporundaki basına güçlü baskıyı teyid ediyor…

Bilindiği gibi, AGİT Seçim Gözlem Heyeti’nin 7 Haziran seçimlerine dair raporunda, iktidar partisi aleyhinde eleştiri yapan basın kuruluşları ve gazeteciler seçim kampanyası süresince baskı ve gözdağına maruz kalmakla basın özgürlüğünün tahrip edildiği “Cumhurbaşkanına hakaret”in cezâ gerektiren bir suç sayılmasıyla ifâde özgürlüğünü ve seçim kampanyalarını kısıtlandığı açıklanmıştı.

1 Kasım Raporu’nda da, şiddet olaylarıyla güvenlik kaygılarının yanı sıra Türkiye’deki basın özgürlüğü ihlâllerinin seçimlere zarar verdiği yer alıyor…

HUKUKSUZ MEVZUAT VE BASKILAR…

Bu bakımdan Avrupa Parlamentosu (AP) Başkan Yardımcısı Alexander Lambsdorff’in, AB üyeliğinin bir ayağının demokratik değerlere saygıyla birlikte basın özgürlüğü ve ifâde hürriyeti olduğu sözleri kayda değer.

Görünen o ki, AP milletvekillerinin, “Gazetecilerin hapse atıldığı bir Türkiye’nin AB için hazır olduğunu nasıl söyleyebiliriz?” sorusu, basın ve ifâde özgürlüğüne baskının Türkiye’nin demokratikleşmesini ve AB projesinin önünde en büyük bariyer.

Bu bakımdan, AB İlerleme Raporu’nda yapılan, medya organlarına saldırılar aktif şekilde önlenmesi, gazetecilere yönelik bütün gözdağı verme yöntemlerinin, saldırılar ve tehditlerin soruşturulması, medyada ve internette özgür konuşmayı kısıtlayan hukuksuz mevzuat ve baskıların kaldırılması çağrısı önemli.

Ankara’nın vakit kaybetmeden, yargının bağımsızlığının onarılması, yürütmenin üst düzey yolsuzluk soruşturmalarına müdahale etmemesi, ifâde özgürlüğünü kısıtlayan ve Avrupa standartlarıyla uyumlu olmayan başta cezâ yasalarının ve mevzuatın âcilen AB kriterleri ve AİHM içtihadıyla uyumlu hale getirilmesi fevkalâde ehemmiyetli…

Okunma Sayısı: 2950
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı