Kitap, aklın ilâcıdır. İnsanın gelişmesinde kitabın mühim bir yeri vardır. Gelişmiş toplumlar insana kitaba ve okumaya değer veren toplumlardır. Kitap, en değerli dosttur. Kütüphaneler yılda bir kez lâzım değildir. Hayatımızın vazgeçilmezleri, kütüphanelerdir.
Kitap okumak su, hava gibi insanlara gerekli gıdalardır. Bugün gelişmiş toplumlar kütüphanelere gereken özeni gösteriyorlar. Bizler de kitap ve kütüphaneyi sevmeliyiz.
Seneca “Kitapsız yaşamak, kör, sağır ve dilsiz yaşamaktır” diyor. Kitapsız ev, cansız, ceset gibidir. Yetişen zekâları, kitaplarla beslemeyen milletler yıkılmaya mahkûmdurlar.
Şair Rıfat Necdet Evrimer diyor ki:
Benim ufak bir odam var.
Dinleniyor orda başım
İçindeki şu kitaplar
En sevgili arkadaşım
Beni bana veren odur
Gerçek yolum ondan başlar;
Binbir çiçek veren odur,
Onunla Dost büyük başlar
“Kitaplar, can dostumuzdur. Kitap okumadan sevilmez. Kitabı okuyarak sevmeliyiz. Vaktim yoktur” denilerek kitap okumamak bir bahanedir. İnsan, ruhundaki açlığı kitap okuyarak doyurur. Güzelim boş vakitler geçmesin kahvehanelerde. Kütüphaneler açık, sizleri bekler, her yerde. Bütün bunların sindiremediği ve sindiremeyeceği yegâne güç; kitaptır, kitaplardır. Bir milletin, en değerli hazinesi; onu yükselten kütüphanelerdir.
Kütüphaneler, eski çağlardan beri insanlığın hizmetindedir. Eldeki bilgilere göre, ilk kütüphane, Asurlular zamanında kurulmuştur. Osmanlı Devleti zamanında Kütüphanelere çok büyük değer verilmiştir. Cumhuriyet Türkiye’sinde ülkemizin birçok il ve ilçelerinde önemli kütüphaneler kurulmuştur. Kütüphaneler en sıcak yuvalarımızdır. Çağımızın en güçlü silâhı ne tank, ne tüfek ne de sermayedir. Tek güç, bilgi ve kitaptır, manevî mirasımızdır.