Elbette, günümüzün en büyük müceddidi, müçtehidi mütefekkir olarak Bediüzzaman Said Nursî, “iman, ibadet, ahlâk, ukubat” meselelerini olduğu gibi, “yüksek İslâm siyaseti”ni, Kur’ân ve Sünnet’in; günümüzdeki içtimâî/siyasî mesaj, strateji, ölçü ve hizmet metotlarını da tecdid etmelidir.
“Üstad, Risale-i Nur Külliyatı’nda dinî, içtimaî, ahlâkî, edebî, hukukî, felsefi ve tasavvufi en mühim mevzûlara temas etmiş ve hepsinde de harikulâde bir sûrette muvaffak olmuştur. İşin asıl hayret veren noktası, birçok ulemanın tehlikeli yollara saptıkları en çetin mevzûları, gàyet açık bir şekilde ve en katî bir sûrette hallettiği gibi, en girdaplı derinliklerden, Ehl-i Sünnet ve Cemaatin tuttuğu Nurlu yolu takip ederek, sahil-i selâmete çıkmış ve eserlerini okuyanları da öylece çıkarmıştır.”1
Bediüzzaman, günümüz müceddidine olan ihtiyacı şu veciz cümlelerle beyan eder: “Bu zaman hem imân ve din için, hem hayat-ı içtimâî (sosyal) hayat ve şeriat için, hem hukuk-u amme (genel, kamu hukuku) ve siyaset-i İslâm için gayet ehemmiyetli birer müceddid ister.”2
Eğer müceddid ve müçtehid ise, bu vazifeyi de o yapacaktır. Günümüzde takip edilmesi gereken içtimaî/siyasî stratejiyi çizecek; İslâm’a cephe alan bütün felsefî akımlara, sistemlere, doktrinlere karşı nasıl bir üslûp ve metotla cevap verileceğini belirlemiştir.
Nitekim, Bediüzzaman, “Risale-i Nur sadece iman dersi değil, içtimaî ders de verir.”3 “Bu asrın ehemmiyetli ve manevî ve ilmî bir mürşidi olan Risaletü’n-Nur’un heyet-i mecmuası’dan hangisini okursam “En birinci budur” derdim. Ötekine bakardım, “Bu birincidir.” Daha öbürüsüne baktıkça hayret ederek kat’î kanaatim geldi ki, Risaletü’n-Nur’un kitapları birbirine tercih edilmez. Herbirinin kendi makamında riyaseti var. Ve bu zamanı tenvir eden bir mu’cize-i maneviye-i Kur’âniyedir.”4
İşte Bediüzzaman, içtimaî ve siyasî meselelerin tamamını, Kur’ân’ın ve Sünnet-i Seniyye’nin içtimaî ve siyasîmeselelerini “iman ölçüleri” içinde ele almış, iman gözlüğüyle değerlendirmiştir. İşte Münâzarât, Hutbe-i Şamiye, Divan-ı Harb-i Örfi, Mektubat’taki (27. Mektup olan lâhikalar dışında), Lem’alar’daki ve Şuâlar’daki içtimaî ve siyasî ölçülerin, stratejilerin tamamı “iman” nokta-i nazarında ele alınmıştır.
Yani, günümüzde, Kur’ân ve Sünnet-i Seniyye’nin içtimaî ve siyasî ölçü, prensip ve stratejilerini de Risale-i Nur belirleyecektir.
Dipnotlar:
1- Ali Ulvi Kurucu, Asay-ı Musa, s. 253. 2- Kastamonu Lâhikası, 145. 3- Hizmet Rehberi, s. 54. 4- Kastamonu Lâhikası, s. 11.