"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

En büyük düşmanımız kim?

Ali FERŞADOĞLU
05 Mart 2025, Çarşamba
Fikir ve ilim sahiplerine, “En büyük düşmanımız kim?” diye sorsanız alacağınız cevap kahir ekseriyetle İsrail-ABD, Rusya, vs. diye sıralar.

Oysa, İslâm âlemi olarak en büyük düşmanlarımız, “cehalet, zarûret ve ihtilâftır.” Fakr-u zarûret (nafaka için zarûri ihtiyaçlarımızı da karşılayamamak...). İhtilaf, bölücülük, ecnebîlerdeki doğrulara ve ilmî gelişmelere de karşı çıkmaktır!

Çare şöyle gösteriliyor: “Ma’rifet (ilim, fen ve teknoloji), sanat ve ittifak” ile cihazlanıp, silahlanıp okumak, kalem, ilim, kelam ile manevî cihad ilan edildi. Tabiî ki, sıradan, “gazete gibi okumaktan…” değil, dikkatle, merakla, beraber, daima, anlayarak ve kabul ederek okumaktan1 söz ediliyor. Zira, “Okumak” ayrı, “anlamak” ayrı, “kabul etmek” ayrıdır! Mesela, “O bîçareler, ‘Kalbimiz Üstadla beraberdir’ fikriyle kendilerini tehlikesiz zannederler […]  ‘Kalbim sâfîdir, Üstadımın mesleğine sadıktır’ demesi [...] [abdesti bozulduğu halde, kılmaya devam ile] ‘Neden namazım bozulsun? Kalbim sâfîdir.’ der.2  “Bilmek ve bilmek” de ayrıdır:

“İnsanlar helak olur, âlimler kurtulur. Âlimler de helak olur, ilmiyle amel edenler kurtulur. Amel edenler de helâk olur, ihlâs sahipleri müstesna. İhlâs sahipleri de pek büyük bir tehlike ile karşı karşıyadırlar.” Yani, bilmek yetmez; ilmiyle amel etmek gerekir. Bu da yetmez, ihlâs, yani, bütün samimiyet ve duygularla kendini ilme ve okumaya vermektir.

“Üstad bana sakın siyasete karışma” dedi” diyen bir ağabeyimizin siyasete dalmasının sebebi, anlamaması değil, kabul etmemesiydi. Ve keza, Bediüzzaman, “Hürriyet imanın hassasıdır [özelliğidir]” 3 “İstibdat, zulüm ve tahakkümdür. Meşrutiyet, adalet ve Şeriattır.”, 4 “Meşrûtiyet insanı hayvanlıktan kurtarır.”, 5“Riyaset-i şahsiyenin katiyyen aleyhindeyim.”6 dediği hâlde, Risale-i Nur’u okuduğunu iddia eden bazılarının müstebitleri desteklemesi kabul etmemekle ilgilidir!

Şu hâlde, en büyük düşmanımız İsrail, Rusya, ABD değil, “cehalet, fakr-u zarûret ve ihtilaftır!” Bu düşmanları yenemezsek, tonlarca para ödeyip yiyecek ve silah satın aldığımız düşmanları yenebilir miyiz?

Hayal dünyasından sıyrılıp kitapların dünyasına dalmalı...

Dipnotlar: 

1- Lem’alar, Enst./intr., s. 171.;

2- Mektubat, s. 487.;3- Münazarat, s. 59.;

4- Divan-ı Harb-i Örfî, s. 23.;

5- Münazarat, s. 23.; 6- ESDE, Münazarat, s. 110.

Okunma Sayısı: 1151
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Burhan Kula

    5.3.2025 20:20:22

    En büyük hasmımız ZALİMLER VE DESTEKÇİLERİDİR, Zulme rıza zulümdür, taraftar dahi olsa zalim olur.

  • Arda Yıldız

    5.3.2025 00:13:22

    Şu halde en büyük düşmanı olarak ABD, Rusya, İsrail, Çin, Fransa, vb gibi ecnebileri gören bir Müslümanın hamiyeti önünde saygı ile takdir belirtmek üzerimize vaciptir.

  • Arda Yıldız

    5.3.2025 00:11:04

    Hocam hangi Müslümanlar ecnebilerdeki ilmi gelişmelere karşı çıkıyor? Bu ezberden artık vaz geçilmelidir. Bakın İran nükleer silah üretmek istiyor hemen engelleniyor. Pakistan öyle. Ecnebiler nükleer silahları kendi ellerine almışlar, müslümanların başlarına dayamışlar, bizi yerde tutmaya çalışıyorlar.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı