Demokrasi kimisinin dediği gibi, “Küfür rejimi” mi, “İslâmiyet ile bağdaşmayan” mıdır?
Doğrusu, “demokrasi İslâmiyetle bağdaşır.”
Zirâ, “Hürriyet imanın hassasıdır [özelliğidir)]”1 Meşrûtiyet/demokrasi “‘Veşavirhum fil-emri/Ve işlerde onlarla istişare et./Ve emruhum şûra beynehum/Onların aralarındaki işleri istişare iledir.’2 ayet-i kerîmelerinin tecellîsidir ve meşveret-i şer’iyedir.”3 (Şer’i meşveret, Şeriata uygun meşverettir.)
Ve “Ruh-u meşrûtiyet [hürriyetin, meşrûtiyetin, cumhuriyetin ruhu, özü], şeriattandır; hayatı da ondandır.”4 demokrasinin özü şeriat olduğu gibi, hayatı da şeriattandır. “Meşrûtiyet [demokrasi], hâkimiyet-i millettir. [...] Hükûmet hâdim ve hizmetkârdır.”5
“Şeriatın meslek-i hakikîsi [gerçek yolu, sistemi, metodu], hakikat-i meşrûtiyet-i meşrûâdır [İslam dinine uygun şura, meclis, parlamenter sisteme uygun yönetim biçimidir].”6
Evet, İslâmiyet, başta iman/din hürriyeti olmak üzere tüm hak hürriyetleri ihtiva eder. İmtihan gereği Allah herkese “Dileyen iman etsin, dileyen kafir olsun.”7 hürriyeti vererek Kendisine “iman veya inkâr etme ve günah işleme hürriyeti” vermiştir.
İslâm yönetim biçimi, riyaset-i şahsiyeci, tek adamcı, tekelci değil; meşveret, şûrâ, meclis, hakikî cumhuriyettir. Tek kişiye değil, ortak ve kollektif şuûra, meşveret ve şûrâya önem verir. Adaleti, kanun hâkimiyetini ve kuvvetler ayrılığı prensibini temel kabul eder. Azınlıklar dahil herkese, düşünce, her farklı inanç sahibine kendi özel kimliğini koruma hakkı tanır.
Kur’ân ve Sünnet-i Seniyye (mesela Veda hutbesi) baştan sona, anne-baba, eş, çocuk, komşu, akraba, insan, hatta hayvan hak ve hürriyetleri ve adaletle doludur. Bunlar aynı zamanda meşrûtî, yani, demokratik yaklaşımlar ve demokrasiyi zenginleştirip mükemmelleştiren değerlerdir. İşte bunun için de “Demokrasi İslâmiyetle bağdaşır!”
Ki, meşhur İngiliz/İrlandalı yazar, siyaset bilimci, filozof George Bernard Shaw da, “İngiltere’de demokrasi kemale ermiştir. Bir adım ötesi İslâm’dır…” demiştir.
Dipnotlar:
1-ESDE, Münazarat, s. 179.; 2-Al-i İmran Suresi: 159., Şûra Suresi: 38.; 3- ESDE, Münazarat, s. 160.; 4-Age., s. 168.; 5-Age., s. 170.; 6- ESDE, Divan-ı Harb-i Örfî, s. 121.; 7-Kehf Suresi: 29.