Hayati önem arz eden birçok hastalığın tedavisi ‘Girişimsel Radyoloji’ sayesinde en kısa sürede yarasız ve ağrısız bir şekilde gerçekleşiyor.
Ablasyon adı verilen tedavi yöntemi ile vücudun herhangi bir yerindeki kanserli tümöre ultrason tomografi ya da MR görüntülemesinde bir iğne deliğinden giriliyor. Hücre yakılarak ya da dondurarak hastalıklı hücrenin tedavisi sağlanıyor. Türk Girişimsel Radyoloji Derneği (TGRD)Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Halil Öztürk, kanser tedavilerinde girişimsel radyoloji ile ablasyonla kanserli dokunun tahrip edilebileceğini söyledi. Öztürk, “Vücuttaki herhangi bir tümöre; ultrason, tomografi ya da MR görüntülemesinde bir iğne ile girerek onu tahrip edici bir takım tedaviler uygulanmasına ablasyon adı veriliyor. Ablasyon için kullanılan teknikler sürekli olarak gelişme gösteriyor. Yıllardır uygulanan alkol ablasyonunda tümörün içine saf alkol enjekte edilmiş ve başarılı sonuçlar alındı.” dedi.
Türk Girişimsel Radyoloji Derneği (TGRD) tarafından düzenlenen 10. Girişimsel Radyoloji Yıllık Toplantısı Antalya'nın Serik ilçesinde Belek turizim böglesinde yapıldı. Bir basın toplantısı düzenleyerek Girişimsel Radyolojide kullanılan son tedavi yöntemleri hakkında bilgi veren TGRD Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Halil Öztürk Ablasyonla kanserli dokunun tahrip edilebileceğini söyledi. Tedavinin avantajları hakkında bilgiler sundu.
TÜMÖRE DİREKT KEMOTERAPİ İLE TEDAVİDE DAHA İYİ YANIT ALINABİLİR
Öztürk, konuşmasınıda damarın içinden yapılan tümör tedavileri arasında en sık uygulananı intraarteriyel kemoterapi olduğunu belirtti. Kasık damarından girilerek, tümörü besleyen damarların anjiyo ile tespit edildiğini ifade eden Öztürk, "Besleyici damarların içine normalde tüm vücuda verilen kemoterapi ilacı direkt olarak enjekte edilir. Böylece tümöre çok yoğun ilaç verildiği için daha fazla etki elde edilebilir, kana da daha az kemoterapi ilacı karıştığı için sağlıklı dokulara yan etki daha az olur.” dedi.
VARİS HASTALARI DAHA KOLAY TEDAVİ EDİLİYOR
Medstar Antalya Hastanesi Radyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Saim Yılmaz ise Girişimsel Radyoloji teknikleri sayesinde özellikle kadınların büyük problemlerinden varies hastalığının daha kolay tedavi edilebildiğini söyledi. Prof. Dr. Yılmaz, bu hastalığın toplumda çok sık görüldüğünü belirterek, her 5, 6 kişiden birinin varies hastalığını taşıdığını söyledi. Kadınların bu hastalık konusunda erkeklerden daha şansız olduğunu değinen Yılmaz, bunun bir komzatik sorunu olmadığını kaydetti.
Varisin gelişmiş ülkelerde daha sık görülen bir hastalık olduğunu açıklayan Yılmaz, “Yeni iş ve yaşam koşulları nedeniyle bacaklarımızı eskisinden daha az hareket ettiriyoruz. Çünkü daha az yürüyor, daha çok oturup daha uzun süre ayakta hareketsiz kalıyoruz. İşe gitmek, okula gitmek ya da gezmeye gitmek için yürümüyor hemen her zaman araçlara binmeyi tercih ediyoruz. Bu bazen bir tercih bazen de bir zorunluluk. Varis herkeste görülmekle birlikte hareketsiz yaşam tarzı olanlarda daha sık görülüyor. “ diye konuştu.
Varis hastalığının tedavisi için geliştirilen yeni yöntemlere hakkında bilgiler veren Yılmaz, “Yeni yöntemler hem etkinlik olarak ameliyatla varis tedavisine eşdeğer ya da ondan daha üstün, hem de narkoz gerektirmiyor. Böylece hastalar hastaneye yatış gerekmeden tedavi edilip, tedaviden bir saat sonra evlerine yürüyerek dönebiliyor. Hastaların büyük çoğunluğunda büyük varisler tek seans tedavi ile bitiyor.” şeklinde konuştu.
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fürüzan Numan ise Girişimsel nöroradyolojinin beyin ve omurilik damar hastalıklarının damar içinden gidilerek, tedavilerinin yapıldığı bir bilim dalı olduğunu söyleyerek, “Çok çeşitli beyin ve omurilik damar hastalıkları bu yöntemlerle tedavi edilebiliyor” diye konuştu.
TGRD Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Levent Oğuzkurt ise bacaklardaki damar tıkanıklarına girişimsel radyolojide ameliyatsız çözüm imkanının bulunduğunu açıkladı. Levent Oğuzkurt, “Girişimsel radyolojinin, kalp damarları dışında tüm damar hastalıklarının anjiyografi kullanarak tedavisini yapan bölüm olduğunu söyleyerek, “Damar darlık ve tıkanmalarını açabilen bir ilaç yoktur. Daha önce ameliyatla tedavi edilen damar tıkanmaları, yerini daha kolay ve riski daha az olan girişimsel anjiyografi ile yapılan tedavilere bırakmaktadır” dedi.
Girişimsel Radyoloji nedir ?
Girişimsel radyoloji klasik radyoloji ihtisasının bir üst dalı olarak biliniyor Klasik radyolojide doktorlar röntgen, ultrason, tomografi ve MR gibi yöntemlerle insan vücudunu görüntüleyerek hastalıklara tanı koyarlar. Girişimsel radyologlar ise aldıkları ilave bir eğitimle yine aynı cihazları kılavuz olarak kullanarak hastalıkları ciltten iğnelerle ya da anjiyografi ile damarın içinden ameliyatsız olarak tedavi edebiliyor. Bu yöntem, hastalar için cerrahiye göre daha kolay. Ameliyat kesileri oluşmuyor. İşlem sonrası iyileşme ve hastanın normal yaşama süresi daha kısa oluyor.
Girişimsel Radyoloji Yıllık Toplantısında 500’ü aşkın katılımcı bulunuyor. Toplantıda, bilimsel son gelişmelerin ve güncel uygulamaların sunulması, karşılaşılan sorunlara çözümler üretilmesi hedefleniyor. 33’ü oturum başkanı olmak üzere 76 konuşmacının yer aldığı toplantıda, paralel olarak devam eden 2 salonda 18 oturum düzenleniyor.