SORU: Annem ölen dedem üzerinden yaklaşık 10 yıldır ölüm aylığı almaktadır. Dedem devlet memuru idi. Dul olan annem resmî olarak yakında evlenecek. Annem çeyiz yardımı alabilir mi? (Ulaş AK)
CEVAP: Annenizin evlenmesi dolayısıyla dedeniz üzerinden aldığı yetim aylığı kesilecek. Bu sebeple, annenize bir defaya mahsus olmak üzere aldığı yetim aylığının 12 aylık tutarı çeyiz yardımı (evlenme ikramiyesi) olarak verilir. Dedeniz SSK’lı veya Bağ-Kur’lu olsa idi, evlenmesi dolayısıyla aylığı kesilecek olan annenize almakta olduğu gelir veya aylığın iki yıllık tutarı annenize çeyiz parası olarak verilecekti.
SSK’nız devam ederken işyeri açarsanız SSK’nız kesintiye uğramaz
SORU: Bir şirkette sigortam (SSK) yatmaktadır. Sigortam devam ederken bundan birkaç ay önce kendi adıma bir işyeri açtım. Bu durumda benim sigortam devam eder mi? Yoksa Bağ-Kur’lu mu olmam gerekir?
CEVAP: SSK sigortanız devam ederken, kendi nam ve hesabınıza bir işyeri açarsanız işyeri açmanızdan dolayı SSK’nız sona erip Bağ-Kur’unuz başlamaz. Yani SSK’nız kesintiye uğramaz. Ama ne zaman ki, SSK günlerinizde bir boşluk olursa ve bu boşluk devresinde vergi mükellefiyet kaydınız devam ediyorsa Bağ-Kur’unuz devreye girer, SSK’nız kesintiye uğrar.
Emekli ikramiyesinde mağduriyet devam ediyor
SORU: (…) ilinde tapu ve kadastro bölge müdürü olarak çalışırken, yaklaşık 3 ay önce görevimden ayrıldım. Şu anda emeklilik için yaşımı doldurmama altı ayım var. Emeklilik için yaşımı beklerken, kendime özel bir emlâk ya da tapu müşavirliği açsam emekli ikramiyemi alabilir miyim? (Musa AKKUŞ)
CEVAP: Emekli Sandığı kapsamında emekli olanlara 5434 sayılı kanunun 89'uncu maddesi gereği emekli ikramiyesi verilmektedir. Söz konusu emekli ikramiyesini alabilmek için 2829 sayılı kanunun 12'nci maddesi gereği, emeklilikten önce son defa memur olarak çalışmak gerekmekteydi. Yani, emekli olmazdan önce son defa memur olarak çalışmayıp bir gün bile olsa Bağ-Kur’lu veya SSK’lı olanlara emekli ikramiyesi verilmemekteydi. Bu konuda yaşanan mağduriyetler Anayasa Mahkemesi’ne taşınmış ve yüksek mahkeme, 05.06.2009 tarih ve 27249 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 05.02.2009 tarih ve E. No: 2005-40, K.No: 2009-17 sayılı kararı ile, mağduriyete sebep olan 2829 sayılı kanunun 12. maddesinin birinci cümlesini iptal etmiş ve bu iptal kararı, 05.06.2010 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararıyla oluşan hukuksal boşluk, SGK tarafından 5997 sayılı kanun ile giderilmek istenmiştir. Ancak, 5997 sayılı kanunun 14'üncü maddesine; “…Son defa bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4'üncü maddesi hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerde çalışmakta iken emekliye ayrılan…” ibaresi konulmuştur. 5997 sayılı kanunun 14'üncü maddesine üstte belirttiğimiz madde metninde yer alan “…son defa…” ibaresinin eklenmesi, aslında yüksek mahkemenin iptal amacına uygun bir kanunî düzenleme olmamış ve 2829 sayılı kanunun 12'nci maddesindeki hüküm iptal edilince, o hükmü ikâme edercesine benzer bir hüküm, 5997 sayılı kanunda yer almıştır. Üstte açıklanan sebeplerle, emeklilik için yaşınızı beklerken kendinize bir işyeri açtığınızda, onlarca yıldır çalışıp ta hak ettiğiniz emekli ikramiyesini alamazsınız ve bu ikramiyeniz yanar.
Sosyal güvencesi olmayanın sağlık giderini SGK ödemez
SORU: Bundan birkaç gün önce aniden rahatsızlığım dolayısıyla bulunduğum ildeki üniversite hastanesinin aciline gittim. Kalp krizi geçirdiğimi söylediler. Yaklaşık bir hafta hastanede yattım ve bana hastanede 7000 TL’ye yakın fatura çıkardırlar. Ben hastaneye yattıktan birkaç gün sonra isteğe bağlı sigortalı olmuştum. Tarafıma çıkarılan fatura giderlerini SGK karşılar mı? Yoksa ne yapabilirim? (Vefa GERMİYAN)
CEVAP: Sağlık gideri yapılmasına sebep olan devrede sosyal güvenceniz olmadığı için, size yapılan işlemler aciliyet gereği olsa bile, sağlık giderlerinizi SGK ödemez. Ancak, acil hallerde hiçbir sosyal güvencesi olmayan vatandaşlara yapılan sağlık giderlerinin karşılanma usul ve esasları, 28.06.2008 tarihli ve 26918 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren acil sağlık hizmetlerinin sunumu konulu 2008/13 sayılı Başbakanlık Genelgesinde açıklanmıştır. Bahse konu Başbakanlık genelgesinin 9'uncu maddesine göre, herhangi bir sağlık güvencesi olmayan vatandaşlardan ödeme gücü bulunmayanların acil sağlık hizmeti bedelleri kendilerinden talep edilmemesi gerekmektedir. Bunlardan kamuya ait sağlık kuruluşlarından ve ayakta teşhis ve tedavi yapan özel sağlık kuruluşlarından acil sağlık hizmeti alanların hizmet bedelleri 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu hükümleri çerçevesinde sağlık kuruluşunun bulunduğu yer sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfı tarafından ödenmesi gerekmektedir. Yine aynı Başbakanlık genelgesine göre, herhangi bir sosyal güvencesi olmayan ve ödeme gücü bulunmayan vatandaşların özel hastanelerden acil sağlık hizmeti almaları durumunda, alınan sağlık hizmetlerinin bedelleri vatandaş tarafından talep edilmesi halinde, 2219 sayılı Hususî Hastaneler Kanununun 32'nci, 5393 sayılı Belediye Kanununun 38'inci ve 60'ıncı, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun 18'inci maddeleri gereğince sağlık kuruluşunun bulunduğu yerin belediyesince ödenmesi gerekmektedir.