"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kız çocukları babasından sağlık yardımı alır

Ahmet ARICAN
17 Kasım 2011, Perşembe
SORU 1: 1975 doğumluyum. 1998 yılına kadar emekli sandığı çalışanı olan babamın sağlık hizmetlerinden yararlanmakta idim. 1998 yılında üniversiteyi bitirip çalışmaya başladım. 13 yıl süren çalışma hayatım 1 Kasım 2011 yılı itibariyle sona erecektir. Hiç evlenmedim ve babamın yanındayım. Bu tarihten itibaren emekli olan babamın sağlık hizmetlerinden yararlanabilecek miyim? Ayşe Naim/İstanbul

CEVAP 1: 1 Ekim 2008’den önce, ana veya babaları üzerinden (müteveffa ana veya babalarından dul ve yetim aylığı alanlar değil) kız çocuklarına yaşları ne olursa olsun evlenmedikleri ve işe girmedikleri sürece sağlık yardım hakkı veriliyordu. Bu durumdaki kız çocukları 1 Ekim 2008’den sonra bir gün bile olsa, işe girip çıksalar veya evlenip boşanırlarsa ana veya babaları üzerinden yeniden sağlık yardım alamıyorlardı. Kamuoyundan gelen yoğun baskılar neticesinde 6111 sayılı torba yasayla bu konuda çok önemli bir yenilik yapılmıştır. Buna göre, 1 Ekim 2008’den önce ana veya babası üzerinden sağlık yardım hakkı olan bakmakla yükümlü durumundaki kız çocukları, işe girip çıksalar veya evlenip boşansalar bile ana veya babaları üzerinden yeniden sağlık yardımı alabileceklerdir. Yaşları ne olursa olsun evlenmedikleri ve işe girmedikleri sürece ana/babaları üzerinden sağlık yardımı alma hakkı, 1 Ekim 2008’den önce Bağ-Kur, SSK veya Emekli Sandığı kapsamında sağlık karnesi alma hakkı olan sigortalı bütün ana ve babaların bakmakla yükümlü oldukları kız çocuklarına tanınmıştır. 1 Ekim 2008’den önce baba/anasının sigortasına göre sağlık yardımı alabilen kız çocuklarının doğmuş hakları 6111 sayılı yasayla korunmuştur. 1 Ekim 2008’den önce tescili olmakla birlikte, hizmet süresi yetersizliğinden dolayı o tarihlerde sağlık yardım hakkı elde edememiş olan kız çocuklarıyla, 1 Ekim 2008’den sonra ilk defa tescil olunan kişilerin kız çocukları 5510 sayılı kanunun 3'üncü maddesinde yer alan yaş ve öğrenim şartlarını yerine getirdiklerinde SGK’dan sağlık yardımı alabileceklerdir.

İnşaatlardaki şantiye şefleri 4/a sigortalısı olmak zorundadır

SORU 2: Kardeşlerim ve ben 5 katlı bir apartman yaptırdık. SGK’dan ilişiksizlik belgesi almak için müracaat ettiğimizde, bize inşaatımızdaki şantiye şefinin neden 4/a sigortalısı gösterilmediğini söylediler. Böyle bir zorunluluğumuz var mı? Bu konuda neler yapabiliriz?

CEVAP 2: Yapı Müteahhitlerinin Kayıtları ile Şantiye Şefleri ve Yetki Belgeli Ustalar Hakkında Yönetmelik’in “Şantiye Şefliği” başlıklı 10 uncu maddesinde, yapı ruhsatına tabi bütün yapılarda şantiye şefi bulundurulması zorunludur hükümleri yer almaktadır. Bu hüküm gereği bazı istisnalar hariç, her inşaatta bir şantiye şefi bulundurulmak zorunluluğu vardır.
Her bir inşaat işi Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ayrı bir işyeri olarak kabul edilmektedir. Bu sebeple SGK tarafından inşaat işi işyeri dosyalarında şantiye şeflerinin 4/a (SSK) sigortalılıklarının yapılıp yapılmadığı ayrıca araştırılmaktadır. Ayrıca, şantiye şefleri vasıfsız işçi olmadıkları için, bu kişilerin SGK’ya sigorta prim bildirimleri SGK tarafından asgarî ücret düzeyinde kabul edilmemektedir. İnşaat işyeri hangi devrede yapılmışsa, o devreye ilişkin ilgili meslek odasının meslek mensupları için belirlediği ücret düzeyi neyse, ona göre SGK’ya bildirimde bulunulmak zorundadır. Özetle, inşaat işi işyerlerinde her işyeri dosyası için şantiye şefleri 4/a sigortalısı yapılmalı ve meslek odasının belirlediği ücret düzeyi üzerinden sigorta primleri yatırılmalıdır. Ancak, şantiye şefleri işverenin devamlı işçisi ise, aynı işverenin diğer bütün inşaatlarında ayrı ayrı şantiye şefi sigortalısı gösterilme zorunluluğu yoktur.

İtfaiyecilerin yıpranma payında özellik arz eden durumlar

İTFAİYECİLERE 1 Ekim 2008’den itibaren yıpranma payı verilerek emekli olabilme hakkı tanınınca, özellikle belediyeciler tarafından bu hususa çok sevinilmiş ve bahse konu yıpranma payından itfaiye dairesinde çalışan daire başkanı, şube müdürü, şef vb. kadrolarda çalışan bütün herkesin faydalanması istenip arzu edilmiştir. Ancak, 5510 sayılı kanunun 40'ncı maddesini iyice irdelediğimizde, fiilî hizmet süresi zammından faydalanacak işyerleri ve kapsamdaki sigortalılar sayılırken “Kapsamdaki İşler/İşyerleri” başlığının itfaiyecilerle ilgili 15 numaralı kısmının altında “İtfaiye ve Yangın Söndürme İşleri” sayılmakta, “Kapsamdaki Sigortalılar” başlığının altında ise, “Yangın Söndürme İşlerinde Çalışanlar” şeklinde belirtilmektedir. Dolayısıyla, kanun metnindeki hükümlere göre itfaiyeci olduğu için fiili hizmet süresi zammından faydalanacak olanlar kadroya veya ûnvana göre belirlenmemiş olup, işin niteliği itibariyle yani yangın söndürme işlerinde fiilen çalışanların fiili hizmet süresi zammından faydalanacakları hüküm altına alınmıştır. Nasıl ki, maden ocaklarında çalışan personelin tamamına fiili hizmet süresi zammı verilmeyip bu ocaklardan yalnızca yer altında çalışan işçilere fiili hizmet süresi zammı veriliyorsa, itfaiyecilerin durumunu da bu bağlamada değerlendirmek gerekir.

Sorularınız için e-posta adresi:
[email protected]
[email protected]
Okunma Sayısı: 1736
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı