Bundan tam dokuz yıl önce yayınlanmaya başlamış olan bir yerli dizi üzerinden büyük resim çizenler olmuş.
Büyük resim çizicilerine göre o dizide pek çok bilinç altı mesaj varmış ve 15 Temmuz ile ilgili göndermeler bulunuyormuş. “Ezel” isimli bu dizinin şifrelerinin çözülmesi 9 sene sürdüyse epey zor şifreler olmalı. Peki, eski bir diziye şifre çözmek maksatlı bakmak neden şimdi geldi milletin aklına derseniz, aynı yönetmenin bugünlerde yeni başlayan bir dizisi daha varmış ve bu yeni dizide trafik polisi bir araba plakasını kodlarken “Fatsa Giresun Hatay” demiş! Günümüz adalet anlayışıyla “adeta müesses nizamı yıkmak istemiş, ne kadar terör örgütü varsa hiçbirine üye olmamakla birlikte sanki hepsine yardım etmiş” ifadesini barındıracak bir iddianameye konu olabilecek bir şey bu.
Ben şahsen “her dizide aklı ve kalbi küflendirecek bir yol vardır” düşüncesiyle dizilerden uzak duruyorum. Hele de, herhangi bir bölümü seyredildiğinde, o güne kadarki geçmiş bölümlerinin tamamı görülmeden anlaşılamayacak, olayın en heyecanlı yerinde pat diye kesilip bir sonraki bölümü bekleten, kısaca kişiyi müptelâsı haline getiren yapımları sevmiyor ve takip edemiyorum. Bahsedilen eski diziyi ve yenisini de bilmiyorum. Şu var ki, malûm cemaat ile iktidarın arasının bozuk olduğu söylense kargaların güleceğinin iddia edildiği zamanlarda, iki yapının da güçlerinin zirvesinde ve işbirliği içerisinde olduğu günlerde bu dizinin 6-7 yıl sonrasındaki olayları resmedebildiği iddiası doğruysa, emniyet, istihbarat ve asker güçlerini bulunduran iktidardan daha öngörülü olduğu ve kandırılmadığı ortaya çıkmaz mı?
Ortadoğu’da Lahmacunlar Yeniden Dağıtılacak!
Çizilen büyük resimdeki şifreler ve açıklamaları komik olunca, ben de büyük resmi görmeye ve ifşa etmeye heves ettim. Uzunca bir süredir belli çocuk çizgi filmleri haricinde bir şey de seyretmiyor olduğumdan, gündemdeki konulardan yola çıkmaya karar verdim: Selahattin Demirtaş’ın başvurusu için verdiği kararı sonrası gündeme gelen AİHM var. Fiyatları bir anda yükselen, basılan depolarda izleri aranan enflasyonun sebeb-i mucibi ilân edilen soğan ile refah seviyemiz yükseldiği için alamaz hale geldiğimiz et aklınızın bir köşesinde kalsın. Son olarak da evlilikleri ve boşanmaları ile gereksizce haber konusu edilen Acun’u düşünün. Özetle, eldeki malzemeler; AİHM + soğan + et + Acun. Şimdi dikkat, büyük resmi açıklıyorum: Lahmacun! Evet, Ortadoğu’da acılı lahmacunlar yeniden dağıtılacak gibi...
Martian Soğanı Hazırla!
Bir helikopterimizin yere inmeyi başaramayarak elim bir kazaya sebebiyet verdiği günlerde NASA’nın, InSight adlı aracı 480 milyon km yol katederek Mars’a indi. Bu aracın görevi Mars toprağını kazıp dünyaya bilgi göndermek olacak. Başrolünde Matt Damon’un oynadığı Martian/Marslı adlı filmde bir kaza sonrası Marsta unutulan ve öldüğü sanılan bir astronot, hayatta kalabilmek için orada patates ekimi yapıyordu. Mars’a araç indiremesek de, biz de depolara baskınlar düzenleyerek var gücümüzle soğan fiyatlarını indirmeye çalışıyoruz en nihayetinde. Hatta, şu anda Mars’a dört şeritli yol yaparak gitsek, muhtemelen orada ilk kontrol edeceğimiz şey soğanlar olacak:
- Soğanlar nerede?
+Abi, sizlere ömür... toprağa yeni gömdük!
- Yapma ya... Allah soğanı gani eylesin.
Belediye seçimlerine doğru gittiğimiz günlerde hükümetimiz “31 Mart’ı an, soğanı hazırla” parolasıyla ekonomik sıkıntıları sırtına yükleyeceği garibanı buldu gibi. Bakalım, “Martian” filmindeki patatesler gibi, bugünlerden ekilen soğanlar büyümüş olacak mı?