"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Değişmeyen tek şey değişim mi?

Abdil YILDIRIM
21 Mart 2019, Perşembe
Dünya hızla değişiyor, ilim ve teknoloji gelişiyor, her gün yeni bir icad ve buluşla karşılaşıyoruz.

Öte yandan iklim değişiyor, bitki örtüsü değişiyor, ekolojik dengeler değişiyor. Dünyada bu değişiklikler olurken, ferdî ve sosyal hayatta da hızlı değişimler yaşanıyor. 

Dünyada ve hayatta değişen pek çok şey olmasına rağmen, değişmeyen ve kıyamete kadar da değişmeyecek olan bazı gerçekler de vardır. Değişimin her zaman her alanda geçerli olduğunu öne sürenler, değişmeyen bazı gerçeklerin olduğunu kabul etmek istemezler. 

Bu görüşlerini kabul ettirmek için de, MÖ IV. Yüzyılda yaşamış olan Yunanlı felsefeci Herakleitos’un “Değişmeyen tek şey değişimdir” sözüne sıkı sıkıya sarılırlar. Diyalektik materyalizmin klâsik söylemlerinden olan bu söz, her şeyin değiştiğini, buna göre İlâhî emirlerin de zaman içinde değişmesi gerektiğini ileri sürerler. 

Dinî hükümlerin zamanın şartlarına göre şekil almasının normal olduğunu söyleyerek, dini kendi nefis ve hevesleri hesabına değiştirmek isterler. Hatta Kur’ân’ın bile güncelleşmesini isteyen gafiller vardır.

Halbuki kâinatta âhengin korunması ve hayatın devam etmesi için bazı gerçeklerin değişmemesi, istikrarını koruması gerekmektedir. 

Güneş hergün doğudan doğar, batıdan batar. “Her şey değişiyor, ben de artık batıdan doğayım da bir değişiklik olsun” demez. Zaten böyle dediği gün, kâinatın âhengi bozulacak, kıyamet kopacaktır.

Hayatta sevgi, saygı, vefa, vicdan, merhamet, hak ve adalet gibi insânî duygulara her zaman ihtiyaç vardır. “Artık zaman değişti, hiçbir şeyi sevmeye saymaya, hak ve adaleti gözetmeye gerek yok” demek mümkün değildir. 

Kâinatta sevgiyi kaldırsanız, hak ve adaleti yok etseniz, zerreler ve küreler arasındaki câzibe kuvveti ortadan kalkacak, atomlardan yıldızlara kadar her şey yörüngesinden çıkıp savrulacak ve kıyametin kopmasına sebep olacaktır.

Zamanın ve dünyanın değişmesiyle değişmeyen en büyük gerçeklerden birisi de, ölüm gerçeğidir. Zaten insanlar da en fazla bu noktada aldanmakta ve vartaya düşmektedir. 

Zamanın câzibedar fitnesine kapılarak başını gaflet bataklığına daldıranların ölümü düşünmeden yaşamaya çalışması, ölüm gerçeğini değiştirmiyor. İklimin değişmesi, ilmin değişmesi, teknolojinin ve tıbbın gelişmesi, ölüm gerçeğini ortadan kaldırmıyor. 

“Her nefis ölümü tadıcıdır, sonunda bize döndürüleceksiniz” (Ankebut, 57) İlâhî fermanı, değişmeyen en büyük gerçektir. 

Bu gerçeğin değişebileceğini ümit edenler, züğürt tesellisi ile avunan zavallılardır.

İnsanlar, ölüme çare aramak sûretiyle fâni hayatını kurtarmaya çalışmak yerine, ölümün değişmez gerçeğine teslim olarak imanlarını kurtarmaya çalışsalar, daha kazançlı çıkacaklardır.

Okunma Sayısı: 7079
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı