Şakir ARGIN: “Hayvan kesildikten sonra işkembesi, bağırsağı, ayağı, derisi, kellesi hariç olacak şekilde, safi eti ve kemiği (karkas eti) tartılarak fiyatı belirlenmek üzere kurbanlık alım ve satımı yapılıyor. Böyle bir alışveriş usulüyle kurban almak caiz midir? Yapılan akit sahih midir?”
Sıcak Yuvalarımızda Kurban
Kurban Bayramı gibi İslam dinine mahsus bir merhameti paylaşma bayramı bir kez daha yakında sıcak aile yuvalarımıza misafir olacak inşallah. Bediüzzaman Hazretlerinin ifadesiyle, Kurban Bayramında koca küre-i arz, büyüklüğü nisbetinde, Allahu ekber kelime-i kudsiyesini semavattaki seyyarat arkadaşlarına işittirecek. Binler hacıların Arafat’ta ve bayramda beraber ve birden Allahu ekber sadaları, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın bin dört yüz küsur sene evvel âl ve sahabeleriyle söylediği Allahu ekber kelâmının bir nevi aks-i sadâsı hükmünde asrımızda, arzımızda ve gönlümüzde çınlayacak.1
Bu bir kurban bayramıdır. Allah’a yakınlaşmanın sosyal muhteva kazandığı bir bayramdır. Bu bayramda fert Allah’a yakınlık kurduğu ibadeti, toplum fertleriyle paylaşıyor.
Kurbanlık hayvan alırken dikkat edeceğimiz en önemli husus: Hayvanı belirlemek ve hayvanı kendimize vacip kılmaktır. Bu, hayvanı görmek, tercih etmek, üzerinde karar vermek ve kesin bir şekilde satın almakla olur.
Pazarlık Usulleri
Hayvan pazarı veya satıcılar gezilir, hayvanlar görülür, hayvanın kurbanlık şartlarını haiz olup olmadığı, kusur taşıyıp taşımadığı, yaşı, başı, boyu, endamı incelenir.
Para peşin verilecekse verilir. Hayvan veresiye alınacaksa, parasının ne zaman ödeneceği konusunda satıcı ile kesin mutabakata varılır. Bu durumda pazarlığın kesin olduğunu belirlemek için kapora verilmesi şer’î bir davranış olur.
Pazarlığı kesinleşen ve satın alınan hayvanın teslim alınması esastır. Satıcı kabul ettiği takdirde hayvan kurbana kadar satıcıda da bırakılabilir. Fakat satıcı buna zorlanmamalı, bu bir ön şart olarak koşulmamalı, ön şart koşulacaksa, satıcının kurbana kadar bakım ücreti almasının hakkı olduğu bilinmeli, eğer satıcı kendiliğinden –ya da örfte olduğu gibi fiyatın içinde olarak- bu hizmeti verirse, bunu tamamen rızasıyla yaptığı bilinmelidir. Fakat hayvan artık, kurban için vacip bir hayvan hükmünde, satın alan kişiye veya kişilere ait olmuştur. Uhrevi bir mahiyet taşıyan bu aidiyet, sırat köprüsünü, cenneti ve ebediyeti içine alan bir değer ihtiva ettiğinden kutsaldır.
Hayvanın fiyatı götürü olarak veya canlı kilo usulüyle ya da güvenilir başka bir usul varsa onunla ve nihayet pazarlık usulüyle başta belirlenebileceği gibi, kesildikten sonra neresinin tartılacağı ve kilo başı fiyatının ne olacağı –yine pazarlık ve nihayet karşılıklı anlaşma yoluyla- belli edilmek şartıyla kesim sonrası tartı usulüyle de belirlenebilir. Bunda bir sakınca yoktur. Çünkü ortada aldatma veya aldanma yoktur. Çünkü ortada, sonradan ihtilafa sebep olacak bir belirsizlik yoktur.
Karkas Usulüyle Satış
Kurbanlık hayvan, kesim sonrası et ve kemiği tartılarak parası verilmek suretiyle alınmışsa eğer, kilo fiyatının başta belirlenmesi gerekir ve bu yeterlidir.
Mesela, kesim yapıldıktan sonra hayvanın safi eti ve kemiği 250 kilo geldi. Diyelim ki, kilo başı 465 liradan anlaşmışlardı. Bu durumda 250 ile 465 çarpımı sonucu diyelim 120.000 lira tuttu. Netice itibariyle hayvanın fiyatı belli olmuş oldu.
Esasen buna karkas usulü ile satış da deniyor. En başta kilogram fiatı belli idi zaten. Böyle bir akit sahihtir. Çünkü bunda ihtilaf, hile ve aldatma yoktur. Başta kilo fiyatının ve hangi parçalarının tartılacağının belli olması kâfidir. Alışverişin caiz olması için bu yeterlidir.
Huzurlu alışverişler ve huzurlu bayramlar…
Dipnot:
1- Şualar, s. 210