Almanya’dan M. Filiz: “Hz. İsa ve Mehdi gelecek mi? Çok hoca Kur’an’da ayet ve sahih hadis olmadığını söylüyor. Ve gelmeyecek diyen bir kişi dinden çıkar mı? Kafir olur mu?”
Gaybı Bilen Allah’tır
Hiç şüphesiz, “Gaybı bilen Allah’tır. O hiç kimseyi gaybtan açıkça haberdar etmez.”1 âyetinin nezâketi ve imtihan sırrının üslubu gereği gelecekle ilgili haberler kapalı ve perdeli tutulmuştur. Bu konuda kesin tarih meraklılarını öncelikle bu âyet reddediyor. Bu merakın altında yatan sebepleri uzun uzadıya tahlil etmeyi de doğrusu gerekli bulmuyoruz.
Fakat Hazret-i Mehdî Aleyhisselâm ile ilgili haberlerin de, diğer âhir zaman haberleri gibi kapalı, perdeli ve doğru tevil edilme gereği bulunan haberlerden olduğu bir gerçektir.
Nasıl Hazret-i İsâ Aleyhisselâm geldiğinde onu herkes tanımayacak, sadece onun yakınları ve havassı, iman nuru ile onu tanıyacak ise2; Hazret-i Mehdî Aleyhisselâm için de bu böyledir.
Yani herkes Hazret-i Mehdî Aleyhisselâm’ı açıktan tanımayacaktır. Bunun bilhassa ibadeti, imtihan sırrını ve kulluğu ilgilendiren önemli hikmetleri vardır.
Kapalılığın Önemli Hikmetleri
1-Bu bir peygamberlik meselesi değildir ki, açıktan bilinsin. Mehdiyet makamı gizlilik dereceli bir makamdır. İmtihan sırrı bu makamın gizli kalmasını gerektirir. Bu makam sahibi, Peygamberler gibi kendisini açıktan ilan etmez. Bu makam için böyle bir zorunluluk ve ihtiyaç yoktur.
Peygamberlik makamını inkâr küfrü gerektirir. Bundan dolayı peygamberler “Lâ İlâhe İllallah” kelimesinden sonra kendilerinin Allah’ın kulu ve elçisi olduğunu bir îmân akîdesi olarak formüle etmişler ve insanları bu îmâna çağırmışlardır. Bunun doğruluğunu teyit için de gerektiği zaman Allah’ın yardımıyla mucize göstermişlerdir.
Fakat mehdiyet makamı, “Allah’a ve peygambere îmân” hakîkatinin içerisinde ve temelde bu hakikati ispat için taraf-ı İlâhîce ihdas edilmiş bir âhir zaman aynasıdır.
Yani, îmân için bir aynadır; fakat imanın kendisi değildir. Hazret-i Mehdî Aleyhisselâm’ın mehdî oluşuna iman etmek değil, O’na tâbi olmak ve sunduğu hakikatlere talip olmak söz konusudur. Bu bakımdan Mehdî Aleyhisselâm, Peygamber gibi açıktan gelmeyecek, kendisinin Mehdî olduğunu ilan ve ifşa etmeyecektir.3
Peygamber Gibi Açıktan Gelmez
2-Bedîüzzaman Hazretlerinin ifâdesiyle, Cenab-ı Hakkın nimetini hissettirmemesi, önemli bir nimetidir. Çünkü böylece ihlâs sırrının zedelenmemesi ve her adımın sırf ve sadece Allah rızâsı için atılması sağlanmış olur. Çünkü esas olan Allah’ın rızâsına ihlâsla yönelmektir.
Mehdiyet gibi bir makamın, îmân nûrunu ve ihlâs feyzini kazanmış olanlarca bilinmesi esasen yeterlidir. Çünkü bu makamın herkesçe açıktan bilinmesi insanların ihlâsını bozar. İnsanlar el etek öpmekten, Allah’a karşı kulluklarını unuturlar. Bu da hem Allah’a kulluk tâcına uygun değildir, hem halkı gereksiz yere günübirlik istek ve dilekleri peşinde oyalar, hem siyasilerin gereğinden fazla dikkatini çeker. Bu gelişmeler ise, Hazret-i Mehdî Aleyhisselâm’ın aslî hizmetlerini yapmasına zarar verir.
Bundan dolayı Mehdî Aleyhisselâm, Peygamber gibi açıktan gelmeyeceği ve sağlığında kendisinin Mehdî olduğunu ilan ve ifşa etmeyeceği gibi, ölümünden sonra kabrinin bile gizli kalmasını isteyecektir.4
Dipnotlar:
1- Cin Sûresi: 26
2- Mektûbât, s. 61
3- Sikke-i Tasdik-i Gaybî, s. 94
4- Emirdağ Lâhikası, s.417,420, 421