Nahit Topaloğlu: “19. Mektup’ta Abdullah İbn-i Zübeyr’in Efendimizin hacamat kanını teberrüken şerbet gibi içmesi meselesi nedir? Kan içmek haram değil midir?”
Mahşere İntikal Etmiştir
Kan içmek haramdır. Ama, “aşk ferman dinlemez” derler. Resulullah (asm) hacamat olduğu bir sırada, henüz çocuk yaşta bulunan Abdullah bin Zübeyir’in (ra), Resulullah (asm) aşkı ve sevgisi ile, ruhunun ateşini söndüremeyerek yaptığı bu davranış, elbette İslam’da sonrakilere bir hüccet olmamıştır. Dinde bir delil sayılmamıştır. Kendi içinde, bir sevgi halesi halinde, mahşere intikal etmiştir. Bu konuda bir hüküm varsa, o bize ait değildir.
Bediüzzaman bu rivayeti şöyle ihbar ediyor: “Nakl-i sahih-i kati ile, hacamat edip, mübarek kanını Abdullah ibni Zübeyr teberrüken şerbet gibi içtiği zaman ferman etmiş: “Veylün linnasi minke ve veylün leke minennas.” (Senin yüzünden insanların, insanlar yüzünden de senin vay haline!)1 deyip, harika bir şecaatle ümmetin başına geçeceğini ve müthiş hücumlara maruz kalacaklarını ve insanlar onun yüzünden dehşetli hadiselere giriftar olacaklarını haber vermiş.
Haber verdiği gibi çıkmış. Abdullah ibni Zübeyr, Emevîler zamanında, hilâfeti Mekke’de ilân ederek kahramanâne çok müsademe etmiş. Nihayet Haccac-ı Zalim büyük bir orduyla üzerine hücum ederek, şiddetli müsademeden sonra o kahraman-ı âlişan şehid edilmiş.”2
Bu İş Saltanata Döndü
Abdullah bin Zübeyir, Cennetle müjdelenen Zübeyir bin Avvam ile Hz. Ebu Bekir’in kızı Esma’nın oğlu olarak Medine’de 624 yılında dünyaya geldi. Medine’de dünyaya gelen ilk muhacir çocuğudur. Yahudilerin, “muhacirleri büyüledik. Çocukları olmayacak” dedikleri bir zamanda doğan Hazret-i Abdullah, Müslümanlar arasında büyük sevinçlere sebep olmuştur.
Abdullah bin Zübeyir, Hz. Osman’ın halifeliği döneminde çıkan fitnede Hazret-i Osman tarafını savundu. Hazret-i Ali zamanında çıkan ihtilaflarda ve Cemel Vak’asında teyzesi Hazret-i Aişe’nin yanında yer aldı.
Hazret-i Muaviye, oğlu Yezid’i kendi yerine halife yapmak isteyince, Hz. Ebu Bekir’in oğlu Abdurrahman ve Hz. Ömer’in oğlu Abdullah ile birlikte buna karşı çıktı. Muaviye bunun için Medine Valisi Mervan bin Hakem’e mektup yazarak Medinelilerin buna ikna edilmesini emir buyurmuştu. Abdurrahaman, Medine Valisine:
“Siz ümmet-i Muhammed’in iyiliğini düşünmüyorsunuz. Bu işi saltanat haline getirdiniz. Bizans’ta olduğu gibi bir sultan ölecek, onun yerine oğlu geçecek; öyle mi?” diyerek karşı çıktı.
Olaylar Durulmadı
Ardından Muaviye kendisi geldi ve Abdullah bin Zübeyir’i ikna etmeye çalıştı. Abdullah: “Resulullah’ın yaptığı gibi yaparsınız. Hz. Peygamber vefat ettiği zaman kimseyi halife bırakmadı. Halk Hazret-i Ebu Bekir’i seçti.”
Muaviye, “aranızda bir Ebu Bekir yoktur” deyince, Abdullah: “O zaman Ebu Bekir gibi yapın. Ebu Bekir bu işi kendi akrabasından olmayan bir Kureyşliye bıraktı. İsterseniz Ömer gibi yapın. Ömer de oğluna bırakmadı. Hatta oğlunun da içinde bulunmadığı altı kişilik bir şûrâya bıraktı.” dedi.
Teklifler Muaviye’nin hoşuna gitmedi. Şam’a döndü ve oğlu Yezid’i halife ilan etti.
Abdullah bin Zübeyr, Yezid’e muhalefet etti ve Mekke’ye hareket etti. Hz. Hüseyin de Kûfe’ye gitti. İslam tarihinde ilk muhalefet başlamıştı.
Hicaz ve Doğu bölgelerinin desteğini alan Abdullah bin Zübeyir, Yezid’in ölümünden sonra Mekke’de halifeliğini ilan etti. Fakat olaylar durulmadı. Yezid’den sonra oğlu, ondan sonra Medine Valisi Mervan, ondan sonra da oğlu Abdülmelik hızla Emevî halifeliklerine geldiler.
Abdülmelik hızlı davrandı ve Haccac-ı Zalim’i Mekke üzerine gönderdi. Abdullah bin Zübeyir Mekke kuşatmasında şehit edildi. Rahmetullahi aleyh.
Dipnotlar:
1- el-Askalânî, el-Metâlibü’l-Âliye, 4:21; el-Heysemî, Mecma’u’z-Zevâid, 2708; el-Hâkim, el-Müstedrek, 3:554
2- Mektubat, s. 126