Başlıktan anlayacağınız üzere istifa ediyorum!!! Neden mi böyle bir karar aldım gelin size anlatayım: Malûmunuz bu hafta ikinci defa uygulanan sokağa çıkma yasağı geçen haftasonu ilk defa yürürlüğe girmişti. Yasak için herkesin sokaklara çıkmak zorunda olduğu haftaiçi günleri değil de çalışanların bile büyük kısmının sokağa çıkmak zorunda olmadığı haftasonu günleri tercih edilmişti. Çünkü biz evde harcama yapmazken ve zaten tatil günleri olan haftasonunda girdiğimiz zararı karşılayacak gücü olan devletimizin; kasalar yeni doğmuş bir bebek gibi tertemiz olduğu için başka bir şeyi karşılayacak gücü yok. Aynı zamanda muhtaç hale düşmüşken başka muhtaçlara da el uzatan devletimiz hâlâ korona hakkında istenileni yapabilmiş değil. Alkış, ıslık, türlü hamaset ve coşku gösterileriyle yönetilen halk da bu durumdan rahatsız değil.
Her neyse işte dediğimiz gibi yasak geçen hafta uygulandı, ama nasıl? Söyleyeyim nasıl olduğunu. 1 haftada total olarak sosyal mesafenin ihlaline eşdeğer bir ihlâli 1 saate sığdırarak uygulandı. Lupposunu, ekmeğini, virüsünü kapan dooooğru evine koştu. Aaaa şimdi yazarken fark ettim ki bu aslında bilinçli bir hamleymiş. Bütün virüsü insanlara bulaştırıp insanları da evde tutarak virüsün yayılmasını engellemek amaçlanmış olabilir. Yani bir nevi virüse sokağa çıkma yasağı gibi. Ya öyle saçma şey mi olur demeyin sakın, olanlar aynen bu saçmalıkta. Çünkü insanların sosyal mesafeyi böylesine ihlâl etmesine sebep olacak beceriksizlikte bir karar alınmasının ardından vatandaşın hamasetle yönetilmeyen kısmı bir cevap aramaya başladı. ‘Bu ne saçma iş’ şeklinde sorular soruldu. Ciddî tepki gösterildi. İçişleri Bakanı Soylu’nun yasağı açıklarken kullandığı ifade dikkatimizi pek çekmemişti aslında. Çünkü her zaman olduğu gibi bu iş de “CUMHURBAŞKANI’NIN TALİMATI” ile yapılmıştı ve bu açıkça ifade edilmişti. Ta ki...
TALİMAT, SOYLU, ALBAYRAK DERKEN...
Gelen tepkiler öyle büyüdü ki artık hükûmet cenahı bir hareket yapmalıydı. Dekor hazırdı, ışıklar da yerli yerinde, senaryo desen kusursuz (!) ve Soylu istifa etti. Yasağı ilân ederken yaptığı beyanda talimatın kimden geldiğini açık açık söyleyen Soylu, birdenbire suçu kendisinden bilip istifa etmişti. Bakın burası çok önemli, çünkü çok ilginç birkaç şey oldu. Birinci ilginçlik şu ki, uzun süredir dillendirilen Albayrak-Soylu gerginliği küçük çapta bir patlak verdi. Albayrak’a yakınlığıyla bilinen Turkuvaz grubu bünyesindeki Daily Sabah gazetesi (yayınlarının eşsiz güzellik ve orijinallikte olduğuna inanmışlar ki bir de evrensel dile çevirme ihtiyacı hissetmişler) istifanın hemen ardından “baştan savma sokağa çıkma yasağı yüzünden gelen istifa” anlamında bir tweet attı. Bunu yorumsuz geçerek ikinci ilginçliğe geliyorum. İstifadan 2.5 saat sonra Cumhurbaşkanı’nın istifayı kabul etmediği açıklandı. Ve birdenbire kutlamalar şölenler başladı. Ortada hiçbir suçlu yokmuşcasına, hiçbir kimse hesabı verilemez bir iş yapmamışcasına ve o gece bütün bu saçmalıklar olmamışcasına iktidar destekçileri çılgınlar gibi sevindi. Olsun di mi? Önemli olan sevmemiz biz onu hatasıyla sevdik. Koskoca Bakan, canım (sağlık bakanından bahsetmiyorum) en az 250 bin kişini sosyal mesafeyi ihlâl etmesine sebep olsa nooolur olmasa nooolur di mi? Bir ifadesi diğerini tutmuyor muymuş, yok bir gün talimatla yaptım bir gün kafamdan yaptım mı diyormuş ne kıymeti var yavvvvv. Seviyoruz ya birbirimizi yeter de artar o bize.
DİYEMEDİM İŞTEEE...
İşte az önce dediklerimin hiçbirisini diyemedim, ama diyenlerin mutluluğunu gördükçe, gerçekle yüzleşene kadar diri kalacak heyecanlarını gördükçe, 250 bin kişinin 4 kişilik aileleri olduğunu varsayarak 1 milyon kişinin muhtemel tehdit altında olduklarını ne zaman anlayacaklarını düşündükçe beynimin uyuştuğunu sandım. Vurdum kapıyı, dedim ki istifa ediyorum!!! Akıldan fikirden istifa ediyorum!!! Ne güzel akıldan fikirden istifade edecektik hiçbir şey olmadığı gibi istifa da ettik...
Madem akıl yok...
Eeee! Artık akıldan istifa ettiğimize göre bu süreçte yaşananlar hususunda hiiiiç endişelenmemize gerek kalmadı. Yani bizde yeterli ekipman yokken 34 ülkeye yardım yapmamız şu anda bana az bile geliyor. Keşke bütün ülkelere yardım yapsak. Demek ki bizim canımız o kadar kıymetli değil yani. Ayrıca artık ülkemizdeki hastalığın bulaştığı insan sayısıyla vefat edenlerin sayısı arasındaki oranın hiçbir şart altında değişmiyor oluşunun hikmetini de sorgulamaya gerek kalmadı. Sonuçta aldığım tedbirler kocaman!!! Hiçbir virüs bizim tedbirimizden kocaman değildir!!! Şşşşş! Sorgulamayın bakayım ne tedbir aldık diye. Alkış tutun hemen!!! Yoksa bize yalan söyleyip bizi kandıracaklarını falan mı düşündünüz?! Aa hiç olur mu öyle şey! Hemen şu IBAN numarasına vatan millet aşkına yollayın paraları bakalım. Yok 5 tanecik maskeyi rüyanızda görürsünüz. Hem bak 3 ay işten de atılmıyoruz. Para vermeden bizi izne çıkartma hakkı da var artık işverenimizin oh mis işte. Vergileri de sormayı bırakın artık. Attaa gitti onlar. Nasılsak öyle yönetiliyoruz işte. Akıldan istifa etmiş bir biçimde...