Bugünlerde sıkıntımız çok malûmunuz. Dert bir değil ki, hangi birini sayayım... Rejimiyye ülkesi ile savaştayız, ki biliyorsunuz kendileri şeytan-ir rejim olurlar. “Euzu billlahi mineş-şeytan-ir rejim” diye boşuna söylemiyoruz. Corona virüsü ile dolu ülkeler etrafımızı sarmış, bize de bulaştırmak için adeta yarış yapıyorlar. Ama ne yapsalar boş, bize boyun eğdiremeyecekler, diz çöktüremeyecekler. Geçti o günler, karşılarında artık dirayetli duran bir Türkiye var, böyle biline...
İşsizlik, enflasyon almış başını gidiyor, iflâslar da her yerde... Tam da böyle zamanlarda Avrupa’lılar bize mülteci baskısı yapmasın mı? “Size” diyorlar, “Tam 1 milyar Euro göndereceğiz” diyorlar. Kimi aldatıyorsunuz ya? Biz artık bu parayı da istemiyoruz. Şairin de dediği gibi:
“Ne hasta bekler sabahı, ne taze ölüyü mezar
Mültecilerin sana gelmeyi bekledikleri kadar
Ne mültecileri göreyim, ne mülteci görüneyim
Verin sıcak Euroları, ıslak bir yorgan gibi bürüneyim”
Bunların müstehak olduğu şey ne biliyor musunuz? Virüslü mültecileri doldurup doldurup göndereceksin! Anladıkları dil budur! O zaman, hep birlikte türküsünü söyleyelim:
“Corona, ay corona
Corona, gün corona
Virüslü mültecileri vereyim
Beni arasına almayana”