Yazmak tarihe not düşmektir, yaşadığımız çağa vicdan borcunu ödemektir. Şimdi zor zamanda konuşma/ yazma vakti. Hakka, hukuka, adalete sahip çıkma vakti.
Yeni Asya, çağımızın Kur’an tefsiri Risale-i Nur’daki iman hakikatlerini muhtaç gönüllere ulaştırmak için, “Gayemiz vatan sathını bir mektep yapmaktır” parolasıyla yola çıkmış. Neşriyatıyla yüzlerce esere imza atmış, edebiyat dünyasında yüzlerce yazarın yetişmesine fidanlık yapmış. Kaç neslin yetişmesine vesile olmuş.
Kimler gelmiş, kimler geçmiş. Bayrak yarışı gibi elden ele, gönülden gönüle hizmet devam ediyor.
Yeni Asya hakkın hatırını öncelediği için, gücü elinde bulunduranlara pek yaranamamış. Öyle bir talebi de olmamış zaten. Haklılığı hep zamanla anlaşılmış.
KALEMLE CİHAD
Gazete ve dergilerimize yeni yazarlar kazandırmak amacıyla, davetimizi yineliyoruz efendim. Okumak.. okumak.. okumak ve yazmak..
Gençler ve genç kalanlar; ilminin zekatını vermek isteyen dostlar, kaleminin hakkını vermek isteyen arkadaşlar, Yeni Asya’ya gönül ve vefa borcunu ödemek isteyen kardeşlerimiz; sizleri yazmaya, Yeni Asya’ya sahip çıkmaya davet ediyoruz.
Ne mi yazalım? Edebiyatın bütün alanlarını kullanalım. Makale, hikaye, şiir, gezi yazısı, günlük fıkra yazıları…
Her dalda ve her konuda…
Risaledeki konuların şerhleri ve izahları, İslâm dünyasının problemleri, günlük hadiselerin yorumlanması, hak, hukuk, adalet, insan hakları, demokrasi konusunda yazılar… Gençlik, gelecek, teknoloji, eğitim sistemi vb.
AYNA OLMAK
Yazacak dostlar için, kıymetli yazarımız Ahmet BATTAL’ın bazı notlarını tekrar edelim:
*“Yeni Asya, Risale-i Nur’a ve Risaleler de Kur’ân’a ayna olmak için vardır. Siz de, Yeni Asya’ya perde değil ayna olunuz. Bunun yolu, yayınlanan her yazıya “benim yazımdır, imzamı atarım” diyebilmek ve her yazınızın başkasının imzasıyla ya da imzasız yayınlanmasına razı olabilmektir.
*Başka bir şey için değil, sadece “yazmak için” yazınız. Yalnızca, bu zamanın en mühim farz ibadeti olan “klâvyeyle cihad”ı yerine getirmek için ve elbette “ibadet niyetiyle” yazınız.
*Yazacaklarınızın istikbale yön vereceğini, tarihe mal olacağını, ahirette de, bu dünyada da önünüze konulacağını bilerek yazınız.
*Yazdıklarınızın yayın editörleri tarafından yayınlayıp yayınlamamasına karışmayınız. Yayınlanmamasına üzülmeyiniz. Yazmak sizin işiniz. Yayınlayıp yayınlamamaya karar vermek de o ekibin işi.
*İnsanlar gibi müesseselerin de, hataları ve eksikleri olur. Hatasız dost arayan, dostsuz kalır. Ayn-ı rıza ile kusurları değil, yapılan hizmeti nazara alınız. Yeni Asya markasına değer katınız ki, o da sizin ahiretinize değer katsın.
*Kendi üslubunuz olsun. Yazılarınızı mümkünse, bir süre dinlendirip tekrar gözden geçiriniz ve son şeklini ondan sonra veriniz. Hatalarınız için özür dilemekten kaçınmayınız.
*Yazdıklarınızın ön denetimini yapacak yazar arkadaşlarınız olsun ve onlarla paslaşınız. Teknolojiyi iyi bilen ve doğru kullanan kazanacaktır. O cihazları, iyi işlerde ve çok iyi kullanınız.
*İlla meşveret. Zira icraatın en güzeli de, fikrin en doğrusu da meşveretle bulunur. Ve illa şûrâ. Zira ittihad-ı İslâm onunla sağlandığı gibi, hizmet de sistem de; ancak şûrâ ile ayakta durur.”
KIYAMETE KADAR...
İman hizmeti için yola çıkan Yeni Asya’yı yıllardır kimileri içeriden, kimileri dışarıdan yıkmaya çalıştı ama; hamdolsun hâlâ dimdik ayakta. Kıt imkânlarla -hata ve kusurlarına rağmen- manen bir ordu kadar hizmet ediyor elinden geldiğince.
Yeni yazarlarla ve şahs-ı manevi ile tâ kıyamete kadar da, hizmete devam edecek inşallah.