"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kırım’a sefer var

M. Latif SALİHOĞLU
16 Mayıs 2024, Perşembe
GÜNÜN TARİHİ 16 Mayıs 1475

Karadeniz’in kuzeyinde yer alan cennet-misâl Kırım coğrafyası, yaklaşık iki yüz elli senedir adeta kan ağlamaya devam ediyor. 

Kastettiğimiz, mâkus tâlih 1774’te başladı. Bu tarihe kadar Osmanlı’ya bağlı olarak varlığını idame ettiren bölgedeki Kırım Hanlığı, o tarihten sonra “Çarlık Rusyası”nın hakimiyeti altına girdi. 

Zaman zaman Ukrayna ve Rusya arasında el değiştiren Kırım, hâlen Rusya’nın hegemonyasında bulunmakla beraber, bölgede süregelen sosyal, siyasî, iktisadî krizlerden-sancılardan birini teşkil ediyor.

*

Günün tarihi itibariyle baktığımızda, Fatih Sultan Mehmed’in meşhûr Kırım Seferini görüyoruz. Seferin başlangıç tarihi 16 Mayıs 1475.

Şimdi, o tarihteki gelişmelerin seyrine kısaca bakmaya çalışalım.

Fatih Sultan Mehmed’in tarihteki ismiyle “Kırım Seferi”ni Gedik Ahmet Paşa kumanda ediyordu. 

Kırım’a doğru büyük ve güçlü bir donanma ile yola çıkan Osmanlı Ordusunda bizzat Sultan Fatih’in bulunuyor olması, meselenin ehemmiyetini anlatmaya yeter de artar bile…

*

Müslüman Tatarlar ile Kazan Türklerinin ülkesi olan Kırım Hanlığı, 1440’larda kuruldu. Kurucu lider olan Hacı Gerey Hanın 1456’da vefat etmesi üzerine, oğulları arasında taht kavgası vuku buldu. Tıpkı, Yıldırım Bayezid sonrasında olduğu gibi.

Kırım Türkleri arasında yaşanan iktidar çekişmesinin uzun müddet sürmesi sebebiyle, bu coğrafyada güçlenme eğiliminde olan Cenevizliler ile Rusları iştahlandırdı. Bu iki hükümetin kuvvetleri, zaman içinde sadece Kırım Yarımadasında yaşayanları değil, Karadeniz’in kuzey sâhillerindeki bütün Müslüman unsurları tâciz etmeye başladı.

Baskı ve zulümkârlığın had safhaya çıkması üzerine, buradaki Müslüman topluluklar çareyi Osmanlı Devletine müracaat etmekte buldular.

Sultan Fatih, işte bu gerekçelerle harekete geçti ve 1475 yılı baharında Kırım üzerine muazzam bir sefer düzenleme faaliyetini başlattı.

*

Kırım’a vasıl olan Osmanlı ordusu tarafından, kısa süre içinde Cenevizliler’in işgal etmiş olduğu bütün limanlar fethedildi. Bu arada hapse atılmış olan Mengli Giray Bey kurtarıldı ve tekrar Kırım Hanlığının başına getirildi. Hanlık, işte bu tarihten itibaren Osmanlı himayesi altına girmiş oldu.

*

Zaman ilerledikçe, Rusya da bölgede güçlenmaya başladı. Güçlendikçe de, Kırım üzerindeki emellerini tatbik sahasına koymaya çalıştı. 

Nihayet, Osmanlı’nın da zayıf dönemine rastlayan bir tarihte (1736) büyük bir kuvvetle Kırım’a giren Rus ordusu, ülkenin en mamur şehirlerini birer birer harabeye çevirmeye yöneldi. Neticede, mabetlere, mescitlere, kütüphanelere varıncaya kadar her taraf yakılıp yıkıldı; ayrıca, sayısız insanın kanı akıtılmış oldu.

Kırım Hanlığı, ne yazık ki 1774’te imzalanan Küçük Kaynarca Antlaşmasıyla Osmanlı hakimiyetinden çıkarıldı. Artık korumasız ve savunmasız bir duruma düşen Kırım Hanlığı, nihayet 1783’te lağvedildi ve Kırım bölgesi bütünüyle Rusya’ya bağlanmış oldu. 

Bu durum, Kırım halkı için bir nevi esaret gibiydi. Kırımlılar, bu esaretten kurtulmak için verdikleri istiklâl mücadelesi iki asırdan fazla sürdü. Nitekim, o mücadelenin halen de sürmekte olduğu söylenebilir.

Özetle, Kırım, kanayan bir yara olmaya devam ediyor. Allah, orada çile çeken mazlum insanlara bir an evvel huzur ve barış içinde bir hayata kavuşmayı nasip eylesin.

Okunma Sayısı: 1065
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı