"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tillo’daki cumhuriyetçi karıncalar

M. Emin Bozkuş
29 Nisan 2024, Pazartesi
Tillo, Botan coğrafyasının en büyük şehri sayılan Siirt ilinin 12 km güneydoğusunda irili ufaklı tepeciklerden meydana gelmiş, bölgemizin zengin meşe ve palamut ağaçları ile çevrili olduğu tarihî bir kasabası.

Daha önceleri Siirt Merkez’e bağlı bir nahiye, şimdi ilçe statüsünde olan Tillo. Yeni adıyla “Aydınlar”. Bu kadim coğrafyamızın tarih ve ilim bereketiyle yoğrulmuş şirin bir beldesi.

İnsan bu şirin kasaba olan Tillo’ya gittiğinde, meşhur “Marifetname” kitabının müellifi İbrahim Hakkı’nın ve onun şeyhi olan İsmail Fakirullah’ın medfun oldukları türbelerin yanı sıra; dünya ile irtibatları olmasın diye yer altına inşa edilmiş, ilim tahsil ettikleri dergahları, medreseleri gördüğünde; samimi bir tefekkür ile, âdeta 1750’li yıllara gider. Ağaçların rüzgârla olan hışırtılarının ve kuş seslerinin dışında hiçbir sesin olmadığı bir sadeliktedir hayalhanen. O zamanın Tillo medreselerinde İsmail Fakirullah Hazretleri, talebesi İbrahim Hakkı Hazretlerine ders verir ve âdeta o mübarek seslerini dinliyorsundur. Tek gayeleri, insanlara, insanlığa doğru yolu göstermek olan bu dâhileri temaşa etmek... 

Üstün zekâsı nedeniyle, kendisine ders veren âlimleri tarafından “Bediüzzaman” unvanını alan ve daha sonraki hayatında hep bu ünvan ile anılan Said Nursi; daha 16 yaşında iken, âdeta ilmin merkezi mesabesinde olan Tillo’ya gitmeye karar verir. Bu ilim merkezini keşif etmek, Tillo kasabasında medfun olan ilim dâhilerinin (İsmail Fakirullah Hazretleri, İbrahim Hakkı Hazretleri, Şeyh Memduh Hazretleri Ve diğer âlimler) bereketlerini ve feyizlerini yerinde görmek, o havayı içine solumak üzere evvela bu büyük İslam mütefekkirlerinin mübarek ve pak kabirlerini ziyaret eder. İçinden ve sessizce dualar eder. Daha sonra, Botan iklimine nazır, Tillo kasabasının dışında, çok eski tarihlerde inşa edilmiş “Kubbe-i Hasiye”ye gider ve orada inzivaya çekilir.

Genç (16 yaşında) Bediüzzaman, Kubbe-i Hasiye’deki bu inziva planıyla, âdeta, sonrasındaki bereketli ömrünün planlamasını yapar. Yani, geleceğini görür gibi. 

Bediüzzaman bu kubbede bulunduğu sırada dört cilt olan “Kamusu’l-Muhit”i diğer bir adıyla “Kamus-ı Okyanus”u babü’s-sine kadar ezberler. Bu da 2321 sahifeye tekabül eder.

Bediüzzaman Kubbe-i Hasiye’de inzivada iken küçük kardeşi Mehmed, yemeğini getiriyordu. Fakat o, yemeğin içindeki tanelerini kubbenin etrafındaki karıncalara vererek, yemeğin suyuna ekmeğini batırıp yiyordu. Bunun hikmetini soranlara cevaben de: “Bunlarda hayat-ı içtimaiyeye malikiyet ve fevkalade vazifeşinaslık ve çalışma bulunduğunu müşahede ettiğim için cumhuriyetperverliklerine mükâfaten kendilerine muavenet etmek istiyorum.” derdi. (Mufassal Tarihçe-i Hayat, Abdülkadir Badıllı)

Onlara layık olma umuduyla. 

Okunma Sayısı: 779
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • M.Şakir Yaman

    29.4.2024 19:25:06

    Tebrikler hocam.Devamını Yeni Asya okuyucuları olarak bekliyoruz.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı