"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kur’ân hakikatlerine adanmış 50 yıl

Erol Sarı
24 Şubat 2020, Pazartesi 00:01
(50. yıla ithafen yapabileceğimiz en güzel duâ olması dileğiyle...)

Sevgili Peygamberimiz (asm) zor durumla karşı karşıya kalmış geçmiş ümmetlerin başından geçen kıssalardan örnekler verir. Mağarada hapsolan üç arkadaşın kıssası bunlardan biridir.

Hepimize ders olacak olan bu kıssayı Hazreti Ömer radıyallahu anhın oğlu Ebû Abdurrahman Abdullah İbni Ömer radıyallahu anhümâ rivayet eder.

Rasûlullah’ı (asm) şöyle buyururken dinlediğini anlatır: “Sizden önce yaşayanlardan üç kişi bir yolculuğa çıktılar. Akşam olunca, yatıp uyumak üzere bir mağaraya girdiler. Fakat dağdan kopan bir kaya mağaranın ağzını kapattı. Bunun üzerine birbirlerine:

- Yaptığınız iyilikleri anlatarak Allah’a duâ etmekten başka sizi bu kayadan hiçbir şey kurtaramaz, dediler.

İçlerinden biri söze başlayarak: 

- Allahım! Benim çok yaşlı bir annemle babam vardı. Onlar yemeklerini yemeden çoluk çocuğuma ve hizmetçilerime bir şey yedirip içirmezdim. Bir gün hayvanlara yem bulmak üzere evden ayrıldım. Onlar uyumadan önce de dönemedim.

Eve gelir gelmez hayvanları sağıp sütlerini annemle babama götürdüğümde, baktım ki ikisi de uyumuş. Onları uyandırmak istemediğim gibi, onlardan önce ev halkının ve hizmetkârların bir şey yiyip içmesini de uygun görmedim. Süt kabı elimde bütün gece şafak atana kadar başlarında uyanmalarını bekledim. Çocuklar etrafımda açlıktan sızlanıp duruyorlardı. Nihayet uyanıp sütlerini içtiler. Rabbim! Şayet ben bunu Senin rızânı kazanmak için yapmışsam, şu kaya sıkıntısını başımızdan al! diye yalvardı. Kaya biraz aralandı; fakat çıkılacak gibi değildi.

Bir diğeri söze başladı: 

- Allahım! Amcamın bir kızı vardı. Onu herkesten çok seviyordum. Ona sahip olmak istedim. Fakat o arzu etmedi. Bir yıl kıtlık olmuştu. Amcamın kızı çıkıp geldi. Kendisini bana teslim etmek şartıyla ona yüz yirmi altın verdim. Kabul etti. Ona sahip olacağım zaman bana dedi ki:

Allah’tan kork! Dinin uygun görmediği bir yolla beni elde etme! En çok sevip arzu ettiğim o olduğu halde kendisinden uzaklaştım. Verdiğim altınları da geri almadım. Allahım! Eğer ben bu işi Senin rızânı kazanmak için yapmışsam, başımızdaki sıkıntıyı uzaklaştır, diye yalvardı. Kaya biraz daha açıldı; fakat yine çıkılacak gibi değildi.

Üçüncü adam da: 

- Allahım! Vaktiyle ben birçok işçi tuttum. Parasını almadan giden biri dışında hepsinin ücretini verdim. Ücretini almadan giden adamın parasını çalıştırdım. Bu paradan büyük bir servet türedi. Bir gün bu adam çıkageldi.

Bana: 

- Ey Allah kulu! Ücretimi ver, dedi.

Ben de ona: 

- Şu gördüğün develer, sığırlar, koyunlar ve köleler senin ücretinden türedi, dedim.

Adamcağız: 

- Ey Allah kulu! Benimle alay etme, deyince, “Seninle alay etmiyorum” diye cevap verdim.

Bunun üzerine o, geride bir tek şey bırakmadan hepsini önüne katıp götürdü.

Rabbim! Eğer bu işi sırf Senin rızânı kazanmak için yapmışsam, içinde bulunduğumuz sıkıntıdan bizi kurtar, diye yalvardı. Mağaranın ağzını tıkayan kaya iyice açıldı; onlar da çıkıp gittiler. (Buhârî, Büyû`98, İcâre 12, Hars ve’l-müzârea 13, Enbiyâ’ 53, Edeb 5; Müslim, Zikir 100)

Yukarıdaki hadisi şerifte izahı bulunan şahısların Allah rızası için yapmış oldukları amellere karşılık, Allah’ın kuvvet ve kudreti dışında kimsenin imdat edemeyeceği halde, Allah’ın kurtuluş ve imdadına ihlâs, amel ve rıza-i İlâhî ile kavuştukları kurtuluş maceraları…

İşte bizlerin de ahir zaman ümmeti olarak dünya ve ahiret sıkıntılarımızda kurtuluş çaremiz ve beraatımız olabilecek dâvâmız ve dâvâ içerisindeki bürhanımız Yeni Asya…

İman ve Kur’ân hakikatlerine adanmış bir ömür 50 yıl,

İçtima-i Hayata Risale-i Nur’la yön vermeye adanmış 50 yıl,

Hakk’a, hakikete, gerçekleri bihakkın ifadeye adanmış 50 yıl,

Korkmadan, çekinmeden, beklentisi olmadan yaşanmış 50 yıl.

Dünya ve ahirette Allah için yaptığınız neyiniz var diye sorulduğunda: Ümmeti Muhammed (asm) için dâvâmız vardı, Yeni Asyamız vardı diyebileceğimiz bir mefkûre sahibiyiz binlerce şükür.

Haksızlık ve hukuksuzluk karşısında susmayan, zalime ve zulmüne boyun eğmeyen, hakikati ve gerçekleri haykırmaktan geri durmayan Yeni Asya’nın dâvâsını bu güne kadar taşıyıp aktaran büyüklerimize Allahtan rahmet, kalanlara hizmetlerle dolu sıhhat ve afiyet, diliyoruz.

Bütün bu ve benzer gaye ve hedeflerimize bizleri ulaştırabilecek, Yeni Asya’nın önümüze sergilediği üyelik kampanya sergisine bütün camiamızı canı gönülden bekler, fırsatı en güzel şekilde değerlendirmek için gayretlerimizi azamî derecede istifadeye azmetmeliyiz.

Zira bu dâvâ bizlerin omuzuna ihsanı İlâhî tarafından konulmuş, taşımak ve taşınmasına vesile olmak üzerimize bir vecibe. Yeni Asya ne kadar güçlü ve kuvvetli olursa sesi daha gür, hizmetleri daha verimli, çalışanları ve mensupları daha rahat ve gönül huzuru ile hizmetlerinin müdavimi olmaya devam edeceklerdir.

Bizlere de hak ve hakikatin, iman ve Kur’ân hizmetinin şerefini ahir ömrümüze kadar taşımayı Cenab-ı Allah lütfuyla mazhar buyursun inşallah.

Okunma Sayısı: 1817
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • MUSTAFA OKUTAN

    24.2.2020 18:31:24

    Tebrikler erol kardeşim Devamı gelsin inş

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı