Nasılsınız, iyisiniz inşallah? Ben iyiyim hamdolsun. Malûm olaylardan ve okuluma ara verilmesinden sonra evime döndüm ve ailecek kendimizi oyuncuktan karantinaya aldık. Evet, oyuncuktan. Çünkü şu anda sokağa çıkma yasağı ya da gerçek bir karantina söz konusu değil. Ama biz yine de bencil ve cahil mahlûklar olmadığımızdan hem kendimizin hem de başka insanların hayatını tehlikeye atmamak adına 1 haftadır evden çıkmıyoruz. Yalnızca kısa çöpü çektiği için bakkala, fırına, çöp atmaya falan annemi gönderiyoruz o da eve girer girmez kendini steril hâle getiriyor.
İSTANBUL’U GÖRDÜM
İstanbul’un son halini geçtiğimiz Pazartesi gördüm, oldukça boştu. Özellikle toplu taşıma oranı o kadar azalmış ki şaşkınlık içerisinde her bindiğim araçta oturabildim. Hem de hiç koşmadan. Ama elbette sokağa çıkan insanlar vardı. Tahmin ediyorum ki bir haftadır daha çok insan eve kapanmış ve İstanbul biraz daha tenhalaşmıştır. Artık dışarı çıkan 3 çeşit insan kaldı. Birincisi, sokağa çıkma yasağı ilân edilmediğinden ve para kazanmak zorunda olduğundan çalışmak durumunda kalan insanlar. Ki, bu insanların özel araç sahibi olanları artık toplu taşıma kullanmıyor. Tehlike altında olmalarına rağmen çalışmaya devam etmek durumundalar. Allah yardımcıları olsun. Bilemiyorum ki böyle bir durumda sokağa çıkma yasağı istemek doğru mudur? İkincisi tatili ve tenhalığı fırsat bilerek fıttır fıttır ortalıkta dolanan bencil ve cahil gençler. Allah onları ıslah etsin, ne diyeyim? “Sadece yaşlılar ölüyormuş ben neden eve kapanayım? Bana bir şey olmaz.” diyorlar, ama virüsü ortalıkta taşıdıklarının ve belki de onlarca insanın ölümüne sebep olabileceklerinin farkında değiller. Gelelim üçüncü çeşit insanlara; yaşlılar. Yaşlılar gerçekten inatla dışarı çıkıyorlar ve ne yetkili insanların ne de yakınlarının söylediği hiçbir söze kulak asmıyorlar. Ya aslında o kadar zor ki şu aşamada insanları gruplandırmak. Çılgın gibiler. Bazısı Müslüman olduğu için onlara hiçbir şey olmayacağını söylüyor. Bazısı bu virüsün toptan kurmaca olduğunu iddia ediyor. Komplo teorileri havalarda uçuşuyor. Yani tamam, yaşadığımız şu devirde artık savaşlar topla tüfekle yapılmıyor. Biyolojik silâhların kullanımı söz konusu. Bunun en büyük örneği de sanırım Hiroşima ve Nagazaki olabilir. Ama Hiroşima’da yaşayan insanların “Bu Ameriga’nın oyunu, böyle şey olmaz, komplo bu” diyerek bir katliâmdan kurtulabildiklerini gördünüz mü? Şu an karşımızda tedbir alarak bir dereceye kadar korunabileceğimiz bir virüs var. “Aman vesvese yapmayın, ehemmiyet vermezseniz kaybolur” diyerek bir yere varamayız. Çünkü vesvese olmayan bir şeyi var zannedip kendine eziyet etmektir. Ama yüzlerce can aldığı ve binlerce insanı hasta ettiği gün gibi güneş gibi ortada olan bir virüsten korunmak için hikmete riayet etmemiz gerek. Bu da ancak tedbir almakla olur.
MÜSLÜMANLAR DA HASTA OLUR...
Süratle yayılan bir şeyin bize ve sevdiklerimize dokunma ihtimalini azaltmak için evde kalmak hikmete uymaktır. Bediüzzaman’ın da dediği gibi “Cenab-ı Hak havf damarını hıfz-ı hayat için vermiş(…) Havf iki, üç, dört ihtimalden bir olsa hatta beş-altı ihtimalden bir olsa, ihtiyatkarane bir havf meşrû olabilir.” Gelelim Müslüman olduğu için başına bir şey gelmeyeceğini düşünen Süpermenlere. Arkadaşlar, Allah’ın hikmetini itham etmeyelim. Allah bütün kullarını imtihan eder. Bazen şahsî imtihanlar olur bu bazen de milletleri hatta bütün dünyayı kapsayan imtihanlar olur. Allah insanı hastalıkla da imtihan eder. Müslümanlar da hasta olur. Yani Müslümanların dokunulmazlığı varmış gibi kendimizi sokaklara atmak da haşa Allah’ı imtihan etmek olur. Valla benim haftalardır evime dönüp hiçbir sorumluluk olmadan canım ne isterse onu yapmak gibi bir isteğim vardı. Böyle bir fırsat elime geçtiği için çok mutluyum. Evde yapılacak çok şey var, kendimizi oyalıyoruz, ailecek zaman geçiriyoruz. Badanaya başladık meselâ. Saatler günler öyle hızlı geçiyor ki korona morona unutuveriyoruz. Evet, çetin bir imtihanla karşı karşıyayız. Duâ etmek, ibadet etmek, Allah’ın verdiği nimetlere şükretmek için harika bir zaman, üstelik mübarek üç aylardayken çok daha sevaplı. Ben şahsen evde geçirdiğim bu zamandan o kadar memnunum ki, üstelik bütün hayatı evden çıkmadan sürdürebileceğimi de gördüm, bundan sonra hiç zannetmiyorum evimden çıkacağımı. Virüs falan bitince de çıkmam böyle yaşarım oh mis gibi. Çok mutluyum çok. İnşallah en kısa zamanda bu illetten kurtuluruz da katıksız bir keyif içinde evimde otururum. Haftaya daha güzel haberlerle görüşmek duasıyla, esen kalın!