Ramazan ayı idi ve üniversitede iftar yemeği veriliyordu. Öğrenciler için iyi bir uygulama idi... Okula iftar için gittim, iftara daha vakit vardı. Okula girerken aşağıda “Astronomi” notlarının asıldığını konuşuyorlardı. İşin ilginci Astronomi dersini sevmiştim. Güneş ne zaman doğar, kuzey yıldızı ne zamanlar görülür... Bunları hesaplanması beni cezbetmişti… Panoya aldığım notu öğrenmek için gittim. Panonun hemen önünde iki çocuk vardı ve notlara bakıyorlardı. Biri diğerine;
- Biz harbiden gerizekâlıyız oğlum, dedi.
- Niye ne oldu oğlum?
- Baksana Ali Serdar Beykoz bile geçmiş biz kalmışız…
Çocuklar beni şahsen tanımıyorlar, fakat ismimi biliyorlar. Okul numaramdan da eski öğrenci olduğum belli. Diğeri panoya biraz daha yaklaştı, sonra;
- Gerçekten biz hem geri zekâlıyız hem de salağız.
- N’oldu da lan?
- Baksana oğlum. Galip…. de geçmiş.
Çocuklar panonun önünden ayrıldı. Rahat rahat listeye baktım. Evet, geri zekâlılar! Koca sınıfta üst devreler de dahil 4 kişi geçmiş...
Biri ben diğeri Galip…
Galip’e yemekte anlatıp güldük... İşin ilginç yanı hatırladıkça ben hâlâ gülüyorum...