"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ailenin temeli sağlam atılmalı - “Toplumun Temeli Aile” paneli Ankara’da yapıldı

30 Nisan 2024, Salı 03:29
Yeni Asya Gazetesi, Risale-i Nur Enstitüsü, Yeni Asya Vakfı ve Köprü Dergisinin Ankara’da ortaklaşa düzenlediği, “Toplumun Temeli Aile” konulu panelde, “Ailenin temeli sağlam olmalı” denildi.

Haber: Mehmet Kara - Yasir Özer
Fotoğraflar: Erhan Akkaya

Yeni Asya Gazetesi, Risale-i Nur Enstitüsü, Yeni Asya Vakfı ve Köprü Dergisinin ortaklaşa düzenlediği, “Toplumun Temeli Aile” konulu 17. Risale-i Nur Gençlik Kongresi, Ankara’da yapılan panel programıyla sona erdi.

Programa Ankara’dan ve Türkiye’nin çeşitli illerinden yoğun ve coşkulu bir katılım oldu. 28 Nisan Cumartesi günü yapılan masa çalışmalarının ardından Pazar günü Ankara Yenimahalle Afitab Kültür Merkezi’nde yapıldı.

Sunuculuğunu Mehmet Akça’nın yaptığı program, Recep Öztürk’ün Kur’an-ı Kerim tilaveti başladı.

Mehmet Akça, konuşmasında Bediüzzaman’dan iktibasla ‘Nev-i Beşer in hayatı dünyeviyesinde en cemiyetli merkez ve en esaslı zemberek ve dünyevi saadet için bir cennet, bir melce, bir tahassüngah aile hayatıdır” tarifi ile Üstadın kişi ve toplum hayatı için yaptığı tespit ile toplumun temeli aile konulu panelin açılışını yaptı. 

İRFAN SAHİBİ BİREYLERİN YETİŞMESİ AİLE ORTAMI İLE MÜMKÜNDÜR

Açılış konuşmasında konuşan Risale-i Nur Enstitüsü Sekreteri Süleyman Demir şöyle konuştu:

“Bediüzzaman Said Nursi’yi ve tüm insanlığa mirası, orijinal, özgün ve eşsiz eserlerinin bütünü olan Risale-i Nur Külliyatını daha iyi anlamak ve tanımak, mesajlarını geniş kitlelere ve tüm dünyaya ulaştırmak gayesiyle kurulmuş olan Risale-i Nur Enstitüsü’nün, Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Vakfı ve Köprü Dergisiyle ortaklaşa düzenlediği, 17. Risale-i Nur Kongresinde bulunmanın büyük heyecanını yaşıyoruz.

Varlığa, hayata, topluma ve merkezinde yer alan insana dair hayati konu, soru ve problemlere, modern zamanların anlayışına uygun doğru ve isabetli teşhisler sunan Bediüzzaman Said Nursi’yi 64. vefat yıl dönümünde rahmet, minnet ve şükranla anıyoruz. Toplumların varlıklarını devam ettirebilmeleri, kendilerini oluşturan fertlerin varlığıyla mümkündür. Her açıdan muhkem, maddeten ve manen yetişmiş irfan sahibi bireylerin yetişmesi için ise ancak; onu dünyaya gözünü açtıktan itibaren koruyacak, kollayacak ve yetiştirecek ebeveynleriyle var olan aile ortamıdır. Bu bakımdan, toplumun çekirdeğini ve temelini oluşturan aile, hem kendini oluşturan bireylerin her birinin, hem de bu bireylerin bir bütün olarak oluşturacağı toplumun; sağlığı, emniyeti, eğitimi, huzur ve saadetiyle neslin istikbali açısından hayatî önem arz etmektedir.”

ATİK: KENDİ İÇİMİZDE BAŞLAYAN İMTİHAN TÜM İNSANLIĞI İLGİLENDİRECEK ŞEKİLDE DEVAM EDİYOR

Yeni Asya Gazetesi Medya Grup ve Yeni Asya Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı İzzet Atik açış konuşmasında, aile merkezli problemlerin ıslahı için yaptılan panel ile çözüm arayışlarına katkı sunacaklarını belirterek, “Sayısız boşanma davalarının görüldüğü mahkemeler ve boşanmalar yüzünden sahipsiz kalan evlatların durumu içimizi acıtıyor. İnsana verilmiş nimetlerin hayat bulduğu aile toprağını nasıl yeşerteceğiz, ebedi mutluluğa giden süreci tekrar nasıl ihya edeceğiz? Bu gibi sorulara panelimizde cevap arayacağız.

Taşın suda meydana getirdiği daireler gibi kendi nefsimizde başlayan imtihan genişleyerek, kendimizden ailemize, mahallemize, şehrimize, memleketimize ve sonuç olarak tüm insanlığı ilgilendirecek şekilde devam ediyor. Bu saadet zincirinin kopmaması için Rabbimizden yardım diliyoruz” diye konuştu.

***

TOPLUMUN TEMELİ AİLE

***

PROF. DR. YILMAZ: AİLE EN KORUNAKLI LİMAN

“Aile Toplumun Temeli” konulu sinevizyon sunumunun ardından, moderatörlüğünü Prof. Dr. Süleyman Yılmaz’ın yaptığı panele geçildi. Prof. Dr. Yılmaz, “Risale-i Nur Enstitüsünün organize ettiği 17. Risale i Nur kongresine hoş geldiniz.

Çalışmamıza Türkiye’nin farklı üniversitelerinden katkı sağlayan değerli akademisyenler ile fert, aile ve toplum esasından ailenin yapısı, işleyişi, güveni saadeti, hakları, üstünlükleri ve açmazlarını konuşacağız. Bugün genel hatlarıyla aileyi ele alacağız. Toplumun merkezinde yer alan aile insanın en korunaklı limanı ve huzur bulduğu tahassüngahıdır. Aile fertleri sevincini mutluluğunu elemine ve kederini hayata dair kararlarını, planlarını bu çatı altında yaşamaya ve gerçekleştirmeye etmeye çalışır” şeklinde konuştu.

PROF.  KILIÇ: MUHABBETİN OLMADIĞI TOPLUMLARDA DEMOKRASİ DE YOKTUR

Birey, Aile, Toplum ve Eğitim başlığında bir sunul yapan Prof. Dr. Abdurrahman Kılıç, hayatı bir eğitim olarak görüp hayatı her an bir imtihan parçası olduğunu unutmamak gerektiğinin altını çizerek, “Bu anlamda birey olarak herhangi bir sonucu elde edemeyiz. Çünkü insanın öğrenmesi, yaşaması başkaları ile birlikte güzel ortamlar oluşturması ancak iletişim ve etkileşim ile olmaktadır. İletişim ve etkileşimi bir eğitim olarak algılamazsak yani aslında eğitimi hayata hazırlık değil de hayatın doğrudan kendisi olarak algılamazsak.

Yaptığımız iş ve işlemlerin bizim hanemize yazılan artı veya eksi olduğunu, yaşadıklarımızın her birinin ilim ve dua vasıtasıla bizi tekemmüle götürüp götürmediğinin farkında değilsek ailenin nasıl bir işlev yerine getirdiğini kaçırırız. Ailenin burada işlevi şudur ‘biz yalnız başımıza bu imtihanı kazanamayız. Bu imtihanı birlikte kazanırız, bu nedenle birlikte varlığın anlamını çözmek durumundayız. Allah bize bunu bir aile hayatı olarak Âdem (a.s) yaratıktan hemen sonra aileyi teşekkül ettirecek Havva annemizi yaratarak ailenin teşekkülünü ve eğitimi bize kemalata gidecek yol olarak ikram etmiştir” diye konuştu.

Prof. Dr. Kılıç konuşmasına şöyle devam etti: “En temel değerlerden biri muhabbettir. Muhabbetin olduğu yerde diğer değerler Sünnet’i Seniyye’nin ölçüsünde kendine yer bulur. Eğer muhabbette sorun varsa adavet orada yer bulur. Adavetin olduğu yerde dile getirdiğimiz değerler ve arzu ettiğimiz güzel davranışlar kendine yer bulamaz. Emniyet, hürmet, merhamet, helali haramı bilip haramdan çekinmek ve serseriliği bırakıp itaat etmek. Bu değerlerin kendine yer bulması için muhabbeti doğru konumlandırmak gerekir. Muhabbetin olmadığı toplumlarda demokrasi de olmuyor. Eğer öğretmen öğrenci veya idarecide muhabbet sorunlu ise demokratik sınıf ortamı yoktur. Sevgiyi ve muhabbet gerçek anlamda ‘Yaratılanı severiz Yaratandan ötürü’ eksenine koymadığımızda muhabbetin yerini adavet dolduruyor.”

DOÇ. TAŞTAN: TÜRKİYE’DE AİLE İÇİ DEMOKRASİ GELİŞMEMİŞTİR

Doç. Dr. Kenan Taştan, ailenin kelime olarak iki tane temel anlamı olduğunu, bunlardan birinin geçim sıkıntısı, ikincisinin sarmaşık bitki demek olduğunu ifade ederek, “Yalnız bu maddi bir geçim sıkıntısı anlamına gel Prof. Dr. Abdurrahman Kılıç,miyor. Aile kuruyorsanız öncelikle sıkıntıya talip olacaksınız. Yani aile olmayı becerebilirseniz bu problemlerin üstesinden gelebilirsiniz. Aileyi parçalamanın en tekili yolu bireyler arasındaki ayrımları ortaya çıkarmaktır. Yani eşitler arasında siz ayrım yaparsanız oraya bir ikilik girerse o ortama bir sıkıntı girer bu iş çözülmez.

Aile bireylerin ben dedikleri bir kurum değildir. Sen dedikleri bir kurumdur. Çünkü sen olmazsan ben zaten ayakta duramam. Aileyi oluşturan her bir kimse için Kur’an’da zevç tabiri kullanılır. Zevç iki sütun gibidir. Hangisini kaldırırsan diğeri ayakta duramaz” şeklinde konuştu.

Yeni Asya cemaatinin üzerinde en çok durduğu konunun demokrasi olduğunu vurgulayan Prof. Taştan, “Ancak Türkiye’de ailede en az uygulan ve konuşulan değer de demokrasidir. Aile içinde yapılan işler istişare ile yapılmalıdır. Türkiye’de maalesef aile içi demokrasi gelişmemiştir. Diğer yandan dünya genelinde yapılan araştırmalardaki istatistiklere bakıldığında Türkiye mutsuz bir ülkedir. Stres ve depresyonda dünya genelinde baş sıralardadır. Mutluluk endeksinde 146 ülke içerisinde 112. sıradadır. 15 yaşındaki çocuklar dünyanın en mutsuz insanıdır” şeklinde konuştu.

DOÇ. DR. VEYSEL KASAR: AİLE KÜÇÜK BİR DÜNYADIR

Aile kurumunun din ve diğer bilimler açısından çokça incelendığını ve incelenmeye de devam edeceğini söyleyen Doç. Dr. Veysel Kasar, “Evlilik din açısından bir akittir. Kur’an-ı Kerim’in ifadesiyle bu akit bir sözleşmedir. Sorumluluğu ve sürekliliği olan bir sözleşmedir. Ahirette de devam edecek bir sözleşmedir. Ailenin sağlam temeller üzerine kurulmamasının acı neticelerini her gün görmekteyiz.

Aile kurumsal bir yapı olmanın ötesinde aslında Allah’ın bir ayetidir. Allah, kadın ve erkeği Kur’an da bir ayet olarak yarattığını söylüyor. Onların birbirinde huzur bulması Allah’ın varlığına bir delildir.

Biz bu delilin farkında olmazsak aile tehlikelerin içerisinde yuvarlanıp gidiyor. Aile küçük bir dünyadır. Çocuklarımızın ilk ders aldıkları ve hayatı tanıyabilecekleri bir kurumdur. Aile kurmak herkes için bir ihtiyaçtır” değerlendirmesinde bulundu.

SEBAHATTİN YAŞAR: İNSANLIĞA DEĞER KATAN İNSANLAR

Her insanın bir aile mahsulü olduğunu söyleyen Eğitimci Yazar Sebahattin Yaşar, “Her insanın üzerinde bir ailenin olumlu veya olumsuz derin izleri vardır. Aile, toplumun güvencesidir. Aile bozulmuşsa, toplum çöker. Onun için bütün toplumların aile dinamiklerine sahip çıkması gerekir. Sağlıklı bireylerden sağlıklı aileler, ondan da sağlıklı toplum meydana gelir. Fıtratı bozulmamış aileler, insanlığa değer katan, faydalı iki dünyayı mamur etmeye çalışan iyi insan yetiştirmişler; İlahi emirlere uymayanlar ise, insanlığın başını ağrıtan, tahribatçı, kural tanımayan zalimleri dünyaya getirmişlerdir.

Bugün İsrail’deki, insanlıktan çıkmış, insanlığın yüz karası, esfel-i safilin mahlûk zalimler yine bir aile mahsulü olarak ortadadır. Ama diğer taraftan da vatanını, mukaddesatını, namusunu muhafaza etmek anlamında Gazze aileleri insanlığın iftihar vesileleri olarak ortadadır. Birinde iman hükmetmekte, Allah’ın emirleri uygulanmakta diğerinde ise, sefih medeniyetin kanunları geçerlidir” diye konuştu.

ANNE VE BABALIK ROLLERİ AİLEDE ÖĞRENİLİR

Yaşar konuşmasında şunları söyledi: “Bediüzzaman annemden şefkat ve merhamet; babam Sofi Mirza’dan da nizam, intizam ve himayet dersini çocukken aldım demiştir. Babanın emniyeti temin rolü, meşru zemindeki şahane hürriyeti sağlamak içindir. Böyle bir ortamda fertler dışarıdan bir duygu paylaşımına ihtiyaç duymaz. Her türlü mesele aile ortamında konuşulur ve çözüm bulunur.”

AİLEDE TEMEL DİNAMİK İHLAS

Aile içinde çocuğun, bağımsız davranışlar geliştirmeyi, paylaşmayı, başkaları ile kendini karşılaştırmayı, kendi görevlerini ve haklarını öğrendiğini de dile getiren Yaşar, “Bu öğrenme büyük oranda taklit ile olur. Bediüzzaman, ailede anne baba ile çocukların beraber geçirdikleri zamanın kalitesine dikkat çeker. Masumane evlatlarla sohbetin yüz sinemadan daha zevkli olacağını ifade eder. Onu emziren annenin gözünde sevgi, şefkat, huzur mu yoksa gerginlik, kaygı ve öfke mi olduğunu çocuk hisseder. Onlar adeta birer ruh okuyucularıdır. Ailede temel dinamik, ihlas temelli birbirine güven, kabul, onay ve empatidir” dedi.

TOPLUMUN DEMOKRASİ DÜZEYİ AİLENİN DEMOKRASİ DÜZEYİ İLE ALAKALIDIR

Yaşar konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bediüzzaman, evlerinizi küçük birer medrese-i Nuriye yapın derken, bu hem problem oluşmama tedbiridir, hem de oluşan aile içi problemleri çözme tedbiridir. Konuşan aileler, her türlü meselenin, meşru daire içinde konuşulduğu, tartışıldığı, farklı görüş ve düşüncelerin kendine hayat bulduğu bir ortamdır. Toplumun demokrasi düzeyi, o toplumdaki ailelerin demokrasi düzeyidir. Aile hak, hukuk, adalet, meşveret, hürriyet gibi kavramların konuşulduğu değil, aynı zamanda yaşandığı bir ortamdır.”

Düzenlenen programda hanımların hazırladığı kermes yapılırken, Yeni Asya Neşriyat Neşriyatın kitapları sergilendi.

Programda, İsmail Özdemir’in hazırlandığı “Tablolarla Bediüzzaman Said Nursî” albümü ile tabloları sergisi büyük ilgi gördü.

Programın kaynaşmaya vesile olması açısından memnuniyetle karşılandı.

ANNE VE BABALIK ROLLERİ AİLEDE ÖĞRENİLİR

Yaşar konuşmasında şunları söyledi: “Bediüzzaman annemden şefkat ve merhamet; babam Sofi Mirza’dan da nizam, intizam ve himayet dersini çocukken aldım demiştir. Babanın emniyeti temin rolü, meşru zemindeki şahane hürriyeti sağlamak içindir. Böyle bir ortamda fertler dışarıdan bir duygu paylaşımına ihtiyaç duymaz. Her türlü mesele aile ortamında konuşulur ve çözüm bulunur.”

AİLEDE TEMEL DİNAMİK İHLAS

Aile içinde çocuğun, bağımsız davranışlar geliştirmeyi, paylaşmayı, başkaları ile kendini karşılaştırmayı, kendi görevlerini ve haklarını öğrendiğini de dile getiren Yaşar, “Bu öğrenme büyük oranda taklit ile olur. Bediüzzaman, ailede anne baba ile çocukların beraber geçirdikleri zamanın kalitesine dikkat çeker. Masumane evlatlarla sohbetin yüz sinemadan daha zevkli olacağını ifade eder. Onu emziren annenin gözünde sevgi, şefkat, huzur mu yoksa gerginlik, kaygı ve öfke mi olduğunu çocuk hisseder. Onlar adeta birer ruh okuyucularıdır. Ailede temel dinamik, ihlas temelli birbirine güven, kabul, onay ve empatidir” dedi.

TOPLUMUN DEMOKRASİ DÜZEYİ AİLENİN DEMOKRASİ DÜZEYİ İLE ALAKALIDIR

Yaşar konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bediüzzaman, evlerinizi küçük birer medrese-i Nuriye yapın derken, bu hem problem oluşmama tedbiridir, hem de oluşan aile içi problemleri çözme tedbiridir. Konuşan aileler, her türlü meselenin, meşru daire içinde konuşulduğu, tartışıldığı, farklı görüş ve düşüncelerin kendine hayat bulduğu bir ortamdır. Toplumun demokrasi düzeyi, o toplumdaki ailelerin demokrasi düzeyidir. Aile hak, hukuk, adalet, meşveret, hürriyet gibi kavramların konuşulduğu değil, aynı zamanda yaşandığı bir ortamdır.”

Düzenlenen programda hanımların hazırladığı kermes yapılırken, Yeni Asya Neşriyat Neşriyatın kitapları sergilendi. Programda, İsmail Özdemir’in hazırlandığı “Tablolarla Bediüzzaman Said Nursî” albümü ile tabloları sergisi büyük ilgi gördü. Programın kaynaşmaya vesile olması açısından memnuniyetle karşılandı.

SON

***

'Aileyi koruyalım' çağrısı - Aile; adalet, demokrasi, şefkat ve merhametle korunur

“TOPLUMUN TEMELİ AİLE” TEMALI 17. RİSALE-İ NUR KONGRESİ’NDE AKADEMİSYEN, YAZAR VE ARAŞTIRMACILARIN KATILDIĞI MASA ÇALIŞMALARININ DEKLARASYONLARINDA, AİLENİN TOPLUM VE DEVLET AÇISINDAN ÖNEMİNE DİKKAT ÇEKİLEREK, AİLENİN KORUNMASI ÇAĞRISI YAPILDI.

Demokrasi aileyi geliştirir

AİLENİN temeli cennette atılmış birlikte öğrenmenin ve yaşamanın gerçekleştiği bir hayat okulu olduğu belirtilirken, demokratik bir aile ortamının, aile bireylerinin kabiliyetlerinin ortaya çıkmasına ve gelişmesine katkı sağlayacağı vurgulandı. Aile içinde meşveretin önemine dikkat çekilerek, “İstişare kültürü geliştirilmelidir” denildi. Aile hayatının menfî medyanın tehditi altında olduğu kaydedildi.

Ailenin bozulması tehdittir

Çağımızda özgürlük adı altında egoizm ve cinsiyet duygularının kışkırtılarak kadın ve erkek arasında çatışma çıkarılıp aile bütünlüğü bozulduğu kaydedilirken, “Aile fertlerinin huzur ve saadeti; başta adalet, şefkat, hürmet ve merhamet duygularına bağlı kalmakla elde edilir. Aile içerisinde ahlakî değerlerin bozulması toplumun ve devlet sisteminin bozulması demektir” tespiti yapıldı.

***

17. RİSALE-İ NUR KONGRESİ

Toplumun Temeli AİLE

Bu deklarasyonlar, Risale-i Nur Enstitüsü tarafından tertip edilen “Topumun Temeli Aile” konulu masa çalışmalarında, oturumlar sırasında açıklanan ve genel kabul gören kanaatleri bildirmekte olup toplantı yöneticileri ve sekreterleri tarafından toplantılar sırasında alınan notlar üzerinde çalışılarak hazırlanmıştır.

1. Masa: AİLE KAVRAMI ve BİRLİĞİ

KATILIMCILAR

Sedat Koçak, Prof.Dr. (Oturum Başkanı)

Hakan Özlen, Av. (Sekreter)

Abdullah Adıgüzel, Prof.Dr.  

Hüseyin Kurt, Prof.Dr.

Bekir Aktaş, Prof.Dr.

Ömer Önbaş, Prof.Dr.

Alper Yılmazoğlu, Dr. 

Ömer Ergün, Dr.

Ahmet Battal, Prof.Dr.

Salih Aytemur, Dr.

Ali Bengi, Dr.Av.

Uğur Suphi Çörekçi, Av.

Bülent Adil, Eğt.

Fahri Utkan, Eğt.

DEKLARASYONLAR

1- İnsanın maddi vücudu gibi manevi varlığının tekamülü de hücreden başlar ve peygamberimizin hücre-i saadetinin şubesi olan ailedeimanla tekamül eder.

2- Aile Rahim ve Cemil ismine mazhardır ve cennetlik bir müessesedir.

3- Ailenin hukuku yüzyıllık menfi tecrübenin de katkısı ile yeniden yazılmalıdır. Ailede en yüksek hukuk ana babanın hürmet hakkıdır. Bu sebeple evladın ana babaya karşı dava hakkı yoktur.

4- Müminin ailesi samimi bir dua şirketidir. Bu şirketin temel sermayesi hak değil fedakarlıktır. Tatlı, nurani bir havuzu kazanmak için bir buz parçası hükmündeki benliği aile havuzuna atıp eritmek gerekir ki duadan hakiki pay alınabilsin.


Hakan Özlen, Av. (Sekreter)

5- Aile içi akran eğitimi en önemli eğitim formatıdır. Bunun için ailede kardeşler ve kuzenler gereklidir. Zaten bir ana babanın evladına bırakabileceği en iyi miras geniş ailedir ve bol kardeştir.

6-Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları sözleşmesinin 7. maddesine göre “Her çocuğun mümkün olduğu kadar ana babasını bilme hakkı vardır.” Bu Kural zinayı yasaklamayı gerektirir. 

7- Basit sebepler ile boşanmak Bediüzzaman'ın tabiriyle haysiyet-i islamiye ve şeref-i milliyemize yakışmaz. Boşanmanın kanuni sebepleri bu bakışla yeniden düzenlenmelidir.

8- Aile birey için moral ve güven kaynağı, duygusal sığınak ve bireyi bağrına basan mükemmel bir terapi merkezidir.

9-Aile, küçük ama geniş bir şahs-ı manevidir.

***

2. Masa: AİLE ve EĞİTİM

KATILIMCILAR

Hüseyin Uzun, Prof.Dr. (Oturum Başkanı)

Sebahattin Yaşar, Eğt.-Yazar (Sekreter)

Abdurrahman Kılıç, Prof.Dr.

İbrahim Ersoylu, Eğt.-Yazar

İslam Yaşar, Eğt.-Yazar

Süleyman Yılmaz, Prof.Dr.

Mahmut Kaplan, Prof.Dr.

Abdülbaki Çimiç, Eğt.Yaz.

Ahmet Sözeri, Öğr.Gör.(RNE)

İlyas Üzüm, Prof. Dr.

Süleyman Demir, Y.Müh. (RNE)

Yusuf Emre Yeşilyurt, Dr.

DEKLARASYONLAR

1- Aile, temeli cennette atılmış birlikte öğrenmenin ve yaşamanın gerçekleştiği bir hayat okuludur. 

2- Bediüzzaman, “İnsanın en birinci üstadı ve tesirli muallimi, onun validesidir” der ve çocukluğunda şefkat ve merhamet dersini validesinden; hikmet, intizam ve nizam derslerini de babasından aldığını söyleyerek ebeveynin ailedeki eğitici rollerine dikkatleri çeker.

3- Demokratik bir aile ortamı, aile bireylerinin kabiliyetlerinin ortaya çıkmasına ve gelişmesine katkı sağlar.

4- Ailede her birey özeldir. Aile içindeki fertlerden birisinin farklı düşünceler veya inançlar içerisinde olduğu durumları, ebeveynler zorlamayla, hakaretle değil; iknayla, sevgiyle, anlayışla, duayla, sabırla karşılamalıdır. Akla kapı açılmalı, irade elden alınmamalıdır. Ebeveyler, aile içi sorumluluklarının farkında olarak tebliğ vazifelerini yapmalıdırlar.


Hüseyin Uzun, Prof.Dr. (Oturum Başkanı)

5- Aile içinde çocuklarla geçen zamanlar, elmas değerindedir. Ebeveynin çocuklarla ilgilenmesi, sohbet etmesi, manevi dersler telkin etmesi, ahlaki ve etik değerlerden bahsetmesi aile içi geçirilen en güzel zaman dilimleridir. Bediüzzaman, ailede çocuklarla geçen masumane sohbetleri, yüz sinemadan daha zevkli ve neşeli görür.

6- Ailenin manevi eğitiminde en önemli bir kaynak, Risale-i Nur’dur. Bediüzzaman’ın, “hanenizi küçük bir Medrese-i Nuriyeye çeviriniz” çağrısı dikkate alınarak ailede Kur’ani, imani, ahlaki ve insani değerlerin yaşanmasını sağlayan Risale-i Nurlarla meşgul olunmalı ve evler manevi eğitim yuvasına dönüştürülmelidir.

7- Aile içinde istişare kültürü geliştirilmelidir. Bu sayede her birey düşüncesini serbestçe ifade etmeli ve ailenin ortak kararı uygulanmalıdır.

8- Kadın, çocuk, yaşlı, hasta demeden insanların katledildiği ve aile bütünlüğünün bozulduğu, eğitim ve sağlık hizmetlerinin durduğu; Gazze’ye huzur, güven ve barış gelmesini istiyoruz. Bu soykırım ve katliam sebebiyle, İsrail’i nefretle ve şiddetle lanetliyor, ‘zalimler için yaşasın cehennem’ diyoruz. Bu zulme rıza gösterenleri, ticaret yapanları, her türlü maddi ve manevi destek sağlayanları da kınıyoruz.

***

3. Masa: AİLE ve MEDYA

KATILIMCILAR

Şevki Adem, Prof.Dr. (Oturum Başkanı)

Mustafa Akça, Arş.Yazar (Sekreter)

Ali Ferşadoğlu, Arş.Yazar

Etem Köklükaya, Prof.Dr.

Kenan Taştan, Doç.Dr.

M.Yusuf Akbaş, Av.

Saadettin Önal, Eğt.

Ahmet Dursun, Dr. (RNE)

Melih Can Daşdelen, Eğt.

Müfid Yüksel, Sosyolog-Araşt.

DEKLARASYONLAR

1- İnsanlığın en eski, en tabii, en kudsî müessesesi, en sağlam ve en emin sığınağı olan aile hayatı, menfi/olumsuz içerikli medyanın tehdidi altındadır.

2- Modern dünyanın ayrılmaz bir parçası haline gelen, aile hayatımız üzerinde derin bir etkiye sahip olan dijital medyanın olumlu yönlerinden yararlanırken olumsuz etkilerine karşı aileler bilinçli ve duyarlı olmalıdır.  

3- Bilinçli ve sağlıklı dijital medya içerikleri, çocuklarımızın ve gençlerimizin gelişimine katkı sağlar. Bu nedenle eğitici, bilgilendirici, kaliteli, cezbedici ve değerlerimize uygun içerikler üretilmeli ve yaygınlaştırılmalıdır.

4- İslâm'ın sevgi, fıtrat ve şefkat odaklı aile modeli, medya üzerinden aile kurumunda meydana getirilen küresel tahribata karşı temel bir güvencedir. 

5- Post-modernliğin getirdiği ve teknolojik imkanların gelişim süreci ile de paralellik gösteren bireyselleşme, toplumsal çevre ve aileden uzaklaşma; sanal âlem ile bütünleşen, yalnızlaşma ve ‘kendine tapınmacılığı’ doğurmuştur. "Sanal-bireysel özgüvenin ve kâinatta yalnızlaşmanın", İman'ın gereği olan ‘’havf ile recânın’’ yerini alarak, sonuçta Nihilizm’e kapı açan tüm bu faktörlerle genç kuşakları, sanal âlemin yaldızlı büyüsüne aldanarak hakiki/kalıcı bilgiye, bilgeliğe algılarını kapatıp, İman’ı tehdit eden ontolojik bir çıkmaza sürüklemiştir.

6- Post-modern bireyselleşmeyle zirve yapan "ben/self" merkezlilik; genç kuşaklarda, bireyi, toplum ve aile içerisinde iyice yalnızlaştırmakta ve sosyal iletişim yeteneklerini kısıtlamaktadır. Ebeveynler, hem aile içinde hem de aile dışında fiziksel, sosyal, sanatsal aktiviteler için çocuklarını yönlendirmelidir.

7- Aile içinde teknoloji kullanımı, aile büyüklerinin davranışlarına bağlı olarak şekillenir. Bu nedenle ebeveynler, çocuklarına dijital medya kullanımında örnek olmalıdır.

8- Bediüzzaman Said Nursi’nin Müslüman’ın tahassungahı ve bir nevi cenneti olarak tanımladığı aile hayatını tehdit eden post modern yaklaşımlar, medya yoluyla aile bireylerini sefahate teşvik etmekte ve aileyi temelinden sarsmaktadır. Bu tehlikeye karşı dini terbiyeyi ihtiva eden dijital içeriklerin üretilmesi öncelikli gündemimiz olmalıdır. 

9- Medya üzerinden hürriyetin yanlış bir şekilde yönlendirilerek başkalarının hürriyetini kısıtlayacak boyutlarda sınırsız bir hürriyet anlayışının teşvik edilmesi, insanlığı tehdit etmektedir. “İnsanlar hür oldular ama yine abdullahtırlar.’’

***

4. Masa: AİLE ve EKONOMİ

KATILIMCILAR

Fikret Yükselten, Prof.Dr. (Oturum Başkanı)

M.Said Bayraklılar, Dr.Öğr.Üyesi (Sekreter)

Aziz Kutlar, Prof.Dr. Erdoğan Çelebi, Av. Ümit Acar,Dr. Hasan Bal, Prof.Dr.

Hakan Murat Aslan, Doç.Dr.

H. İbrahim Şengün, Doç.Dr.

İlhan Cevheri, Doç. DR.

Mehmet Tikici, Prof. Dr.

DEKLARASYONLAR

1. İsraf, aile efradını zor duruma sokar ve borçlanmak zorunda bırakır. Borç insanın hürriyetini kısıtlar, hakkın savunulmasına, doğrunun söylenilmesine ve âdil davranılmasına engel olur.

2. Modern iktisat ilminin dikta ettiği gibi kaynaklar sınırlı, ihtiyaçlar sınırsız değil. Bilakis Rabbimizin nimetleri sınırsız insanın asli ihtiyaçları ise sınırlıdır.

3. Zevce, anne ve ev hanımı rollerini üstlenen şefkat kahramanlarının aile ekonomisine yaptığı katkıya paha biçilemez.

4. Aile hayatında iktisat ve kanaat eden sünneti seniyeyeye ve hikmet-i İlahiyeyetevfik-i hareket etmiş olur.

5. Sosyal bir varlık olan insan, aile kurmaya muhtaçtır. Ailenin ihtiyaçlarını karşılamakla mükellef olan aile reisi aile ekonomisini iktisat ve kanaatle yönetmek zorundadır.

6. Kadın, fıtri vazifelerini ihmal etmeksizin meşru dairede çalışabilir.

7. Ailede huzur ve sevginin anahtarı helal kazanıp meşru dairede harcamaktır.

8. Aile ekonomisi ile ilgili konularda kararlar meşveret ile alınmalı ve çocuklar bu meşveretlere dâhil edilmelidir.

9. Gelirlerimizi ailemizi fakirleştirecek harcamalar yerine zenginleştirecek yatırımlara ayırmalıyız.

10.Aile, toplumun temel yapı taşı olması hasebiyle ekonomik, sosyal, psikolojik ve kültürel yönleri ile toplumsal refahın belirleyicisi konumundadır.

***

5. Masa: AİLE ve TOPLUM

KATILIMCILAR

Mustafa Usta, Dr. (Oturum Başkanı)

Metin Şencan, Eğt. (Sekreter)

Ahmet Küçük, Dr. İbrahim Aktaşçı, Av. Mevlüt Yılmaz, Yönetici

Muttalip Aslan, Eğt. Osman Özkul, Doç.Dr.

Veysel Kasar Doç.Dr.

Aytekin Coşkun, Dr.

Mehmet Mazhar Yıldız, Arş. Gör.Dr.

Mustafa Gökay, Hukukçu

Sacid Adalı, Prof. Dr.

DEKLARASYONLAR

1. Aile fertlerinin huzur ve saadeti; başta adalet, şefkat, hürmet ve merhamet duygularına bağlı kalmakla elde edilir. 

2. İslamiyet, kadını hürmete layık bir konuma getirmiş ve bir meta haline gelmesini engelleyerek toplum içindeki saygınlığını muhafaza etmiştir.

3. Toplumsal düzende kadınlık ve erkeklik algısı fıtrî ve biyolojik yapı dikkate alınarak inşa edilmelidir. Çünkü kadın ve erkek farkı rahmettir ve her biri kendi farkı nispetinde değerlidir.

4. Çağımızda özgürlük adı altında egoizm ve cinsiyet duyguları kışkırtılarak kadın ve erkek arasında çatışma çıkarılıp aile bütünlüğü bozulmaktadır. 

5. Günümüzün “toplumsal cinsiyet eşitliği” algısı, anne baba rollerini bozmakta, sadakati zedelemekte, kadının iş yükünü artırmakta ve ailenin çocuk eğitimindeki rolünü aksatmaktadır.

6. Çocukların suça sürüklenmesindeki başlıca sebepler; aile içi çatışma, boşanma ve çocukların maddî-manevî ihtiyaçlarının karşılanamamasıdır.

7. Aile içerisinde ahlakî değerlerin bozulması toplumun ve devlet sisteminin bozulması demektir. Toplumun tüm fertlerini kucaklayan, muktesid (ifrat ve tefritten uzak) siyasî anlayışın inşa edilmesi; istişare kültürüne önem veren, ahlakî ve dinî değerlerin hâkim olduğu bir aile yuvasında yetişmekle mümkündür.

8. Aile içi meselelerin meşveretle karara bağlanması, demokratik toplum bilincinin oluşmasını ve gelişmesini sağlar.

9. Toplumda kişilerin eğitim seviyelerinin yükseltilmesi ana hedeftir. Ancak köklü gelenek-görenek ve adab-ı muaşeretin ihmal edilmesi, toplumsal kaynaşma ve dayanışmayı engeller. 

10. Aile bir değer aktarım aracı olduğu için empati, şeffaflık, hakperestlik, zerafet, muhabbet, sanat duygusu ve görgü sahibi olmak gibi değerler temelde ailede kazanılır.

6. Masa: AİLE: DİNAMİKLER, TUZAKLAR ve EBEVEYNLER

KATILIMCILAR

(*Üç alt masa çalışmaları şeklinde…)

Oturum Başkanları: Yasemin Güleçyüz, Dolunay Coşkun, Kübra Örnek Korkmaz

Sekreterler: Ravza Kayışoğlu, Şükran Gül Durum, Büşra Yetim

Ayşenur Özkan

Gülnur Tercan

Serpil Öğüt

Emine Kostak

Nurenda Coşkun

Ümran Küçükünlü

Fatma Aydın Demir

Nurkan Tezer

Yasemin Yaşar

Halide Keçeli

Nurseda Yaşar

Zeynep Özbey Aksoy 

Züleyha Kaba

DEKLARASYONLAR

1.Ailenin ve toplumun saadeti, çekirdek hükmünde olan aile bireylerinin terakkisine bağlıdır. Eşler ancak birbirinin noksanını ikmal, ihtiyacına yardım, vazifesine muavenet etmekle saadet-i dareyne vasıl olabilirler.

2.Risale-i Nur’un geniş dairede içtimai hayatı düzenleyen düsturları, dar dairede aile hayatını manevi bir cennete ve tahassungaha çevirir.

3 Kadınlar açısından ebedi hayat arkadaşlığını bozacak şey tesettürsüzlük, erkekler açısından ebedi hayat arkadaşlığını bozacak şey tahakkümdür.

4. Aile hayatının hayatı ve saadeti, hakiki hürmet ve samimi merhamet iledir.

5. Hırsla istemenin doğurduğu zaruret zannının çaresi; mutmain bir kalp, muktesit bir yaşam ve hesaba çekileceğinin bilincinde olmaktır.

6. Kadın ve erkeğin fıtratlarında, vazifelerinde, rollerindeki her bozulma kendi dengelerini bozduğu gibi ailenin de dengesini bozmaktadır.

7. Kur’an medeniyetine yakışır bir nesil yetiştirebilmenin yolu, hürriyet-i şer’iye ile sefih medeniyetin sınır tanımayan hürriyet anlayışına karşı mücadele etmektir.

8. Ebeveynlerin dinin özüne aykırı gelenek ve göreneği din gibi lanse etmesi, dine mesafeli çocuklar yetiştirme tehlikesini doğurur.

9. İhlasla kulluğunu yapan ebeveynin, hüsn-ü misal olması yönüyle evlat üzerindeki nasihatinin tesiri artar.

10. Her bir çocuğun evlat olma vasfından önce Cenab-ı Hakk’ın farklı esmalarına ayinelik eden bir kul olduğu bilinci, ebeveynin çocuğu doğru keşfetmesini ve onun problemlerine uygun çözümler üretmesini sağlar.

11. Çocukların maddi ve manevi terakki için ihtiyaç duydukları şey, merhamet ve şefkat çerçevesindeki İslami telkin ve terbiyedir.

Okunma Sayısı: 1852
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı